Sual: Şefaati inkâr edenlerin delilleri nedir?
CEVAP
Delilleri yoktur. Misyonerler ile onların oyununa gelenler, kâfirlere şefaat olmadığını ve putların şefaat edemiyeceğini bildiren âyetleri ele alıp, (Peygamber de, melek de şefaat edemez) diyorlar. Kâfirlere şefaat yok demek, müminlere şefaat yok demek değildir. Şefaatin hak olduğu âyet ve hadislerle sabittir.
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(O gün, kimse şefaat edemez. Ancak Rahman olan Allah’ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığı kimse şefaat eder.) [Taha 109]
(Rahman olan Allah’ın nezdinde söz ve izin alanlardan başkası şefaat edemez.) [Meryem 87]
(Bu iki âyette ancak Rahmanın izin verdikleri şefaat eder deniyor.)
(Allah’ı bırakıp da, taptığı putlar şefaat edemez. Ancak hak dine inanıp ona şahitlik edenler şefaat eder.) [Zuhruf 86]
(Putlar şefaat edemez, ama ehl-i hak şefaat eder deniyor.)
(Allah, şefaat edene ve şefaat edilene izin vermedikçe, hiç kimse şefaat edemez, şefaati fayda vermez. Kalblerindeki müthiş korku giderilince, [şefaat bekleyenler, şefaat edenlere] “Rabbiniz şefaat hakkında ne buyurdu?” diye soracaklar. Onlar [şefaat edenler] ise, “Hak olanı buyurdu [şefaate izin verdi]” diyecekler.) [Sebe 23]
(Burada da ancak Allah’ın izin verdikleri şefaat eder deniyor.)
(Onlar, Onun [Allah’ın] rızasına kavuşmuş olandan başkasına şefaat etmezler.) [Enbiya 28]
(Şefaat yetkisine sahip olanlar bile, ancak Allah’ın hoşnut olduklarına şefaat edebilirler. Yoksa kâfirlere şefaat edilmez.)
(Sadece Allah'ın dilediği ve razı olduğu kimselere şefaat etmesi için izin verilen, göklerde nice melekler vardır.) [Necm 26]
(Melekler de ancak, Allah'ın hoşnut olduğuna şefaat edebiliyor.)
(Allah’ın izni olmadan kim şefaat edebilir?) [Bekara 255]
(Allah’ın izni olmadan hiç kimse şefaatçi olamaz.) [Yunus 3]
(Allah, şefaat edene ve şefaat edilene izin vermedikçe, hiç kimse şefaat edemez, şefaati fayda vermez.) [Sebe 23]
(Bu üç âyet de ancak şefaatin Allah’ın iznine bağlı olduğunu gösteriyor.)
(Bütün şefaatler Allah’ın iznine bağlıdır.) [Zümer 44]
(Demek ki şefaat çeşidi de, şefaat ediciler de çoktur.)
(Şefaat edicilerin [Peygamber, melek v.s.nin] şefaati, onlara [kâfirlere] fayda vermez.) [Müddesir 48]
(Demek ki şefaat sadece günahkâr müminleredir, kâfirlere şefaat yoktur.)
(O gün zalimler [kâfirler] için, müşfik bir dost, sözü dinlenecek şefaatçi de yoktur.) [Mümin 18]
(Zalimlere şefaat yok deniliyor, müminlere denmiyor. Kâfirler için dost ve şefaatçi yok demek, Müminler için dost ve şefaatçi var demektir. Mesela meleklerin müminler için dua ettiği bildirilmektedir. [Mümin suresi 7,8,9] Meleklerin duası elbette kabul olur.)
Sual: Şefaati inkâr eden Vehhabilerin arkasında namaz kılmak caiz midir?
CEVAP
Milel-nihal kitabı, 67. sayfasında diyor ki:
(Resulullahın şefaat edeceğine ve kiramen katibin meleklerine ve Cennetteki rüyete inanmayan kimsenin arkasında namaz kılınmayacağı Hülasa’da yazılıdır.)
Bunun için vehhabi imam arkasında namaz kılmamalıdır.
Yardımcım Allah ve Resulüdür
Sual: Birine, (Ben zavallı biriyim. Benim yardımcım Allah ve Resulüdür) dedim. O, galiba Selefî biriydi. (Tevbe et, şirke girdin! Resul ne bilsin de, senin yardımcın olsun!) dedi. Bu sözüm şirk midir?
CEVAP
Onlar, (Şefaat yâ Resulallah demek de şirktir) diyorlar. Allahü teâlânın Resulüne duyuracağını düşünemiyorlar, anlayamıyorlar. Peygamber efendimiz, (Cuma günleri bana çok salevat okuyun! Bunlar bana bildirilir) buyurdu. (Öldükten sonra da bildirilir mi?) diye sorulunca buyurdu ki: (Toprak, peygamberlerin vücudunu çürütmez. Bir mümin salevat okuyunca, bir melek bana haber verir, “Falan oğlu filan, sana selam söyledi” der.) [İbni Mace]
Resulullah “sallallahü aleyhi ve sellem” , ümmetinin hâlinden gâfil değildir. Sadece Peygamber efendimize değil, sıradan bir Müslümana bile, yakınlarının hâli bildirilir. Bir hadis-i şerifte, (Amelleriniz kabirde yatan akrabanıza duyurulur. Ameliniz iyiyse sevinirler, kötüyse, “Ya Rabbî, sen ona ilham et, taatle amel etsin” diye dua ederler) buyuruldu. (Taberanî)
(Benim yardımcım Allah ve Resulüdür) demek, şirk değildir. Bir hadis-i şerif şöyledir:
(Garip ve kimsesizlerin dost ve yardımcısı, Allah ve Resulüdür.) [Tirmizî]