Nefsini terk etmeden Rabbini arzularsın,
Hayvanlığı geçmeden, insanı arzularsın.
(Men arefe nefsehü, fekad arefe rabbeh)
Kendini sen bilmeden, Sübhanı arzularsın.
Sen evin kapısını, henüz bulup açmadan,
Maşuka kavuşacak, zamanı arzularsın.
Dışarı üfürmekle, yakılır mı bu ocak?
Gönlün Hakka vermeden, ihsanı arzularsın.
Dağlar gibi kuşatmış, tembellik seni kardeş,
Günahını bilmeden, gufranı arzularsın.
Misafire evin yok, hiç hazırlığın da yok,
Issız dağın başında, mihmanı arzularsın.
Bostanı, bağı gezdim; hiç meyve bulamadım,
Sen söğüt ağacından, rummanı arzularsın.
Küçük çocuklar gibi, binersin ağaç ata,
Tecrüben yok, topun yok, meydanı arzularsın.
Karıncalar gibi sen, çok yavaş yürürsün,
Meleklerden ileri, seyranı arzularsın.
Topuğuna çıkmadan, suyu deniz sanırsın,
Sen dereyi geçmeden, ummanı arzularsın.
Biraz yavaş ol kardeş, atma oku ileri,
Derdiyle kul olmadan, sultanı arzularsın.
Sanki sayıklar gibi, anlaşılmaz söz ile,
Sen de mi ey Niyazi, irfanı arzularsın?