Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Âhir zaman, Ehl-i sünnet itikadını doğru öğrenip, iman hırsızlarına karşı imanı koruma zamanıdır. Başka şey çalınsa o kadar önemli olmaz; ama Allah korusun, imanı çalınan sonsuz olarak Cehenneme gider. İlmihalini bilmeyen, imanını koruyamaz.
Bozuk din adamlarını dinlemek, bozuk bir din kitabını okumak çok zararlıdır; çünkü imanı kaybetme tehlikesi var. İnsan altını, elması sokağa bırakmaz. Aksine, en iyi şekilde korumaya çalışır. İman ise bunlarla kıyaslanamayacak derecede kıymetlidir. Bu yüzden, öyle kimseleri dinlemek, öyle yazıları okumak çok tehlikelidir.
Bir gün Hazret-i Huzeyfe, Resulullah efendimize sordu:
— Yâ Resulallah, acaba Müslümanlar İslamiyet’ten önceki hallerine döner mi?
— Hayır, dönmezler; ama bizden sonra bulanık bir zaman gelir.
— Bulanık ne demektir yâ Resulallah?
— Yani iyiler olur, kötüler olur, âlimler olur, zalimler olur, karışık bir zaman olur. Ondan sonra, daha kötü bir zaman gelir.
— O zaman neler olur ya Resulallah?
— O zaman, dini anlatanların peşine gidenler Cehenneme gidecek.
— Din diye neyi anlatacaklar?
— Kur’an-ı kerimden, hadis-i şeriften bahsederler. Ancak Allah’ın, Resulullahın bildirdiklerini değil, kendi düşüncelerini Allah’ın, peygamberin emri gibi anlatırlar. İşte onların peşinden gidenler felakete uğrayacaktır.
— Yâ Resulallah, o zamanda ben dünyaya gelmiş olsam ne yapmam gerekir?
— Dünyada hak yolda olan bir cemaat kıyamete kadar bulunur. Bu cemaati bul, onlara uy ve kurtul!
— Yâ Resulallah, o cemaati de bulamazsam ne yapmalıyım?
— Onu da bulamazsan evinde otur, kimseye karışma! (Mişkat-ül-mesabih)
Allahü teâlâ, kimseyi karanlıkta bırakmasın! Müslüman olarak çok şanslıyız. O kadar şanslıyız ki, kör bir insanın hayatıyla gözü açık bir insanın hayatı bir olur mu? Allah’a, Peygambere iman eden, gözü açık, görebilen bir insana benzer. Bundan mahrum kalanlar, köre benzer. Köre yani imanı olmayana ise bir şey yapılmaz, sadece acınır. Gerekirse elinden tutulur; ama o insanla tartışılmaz, kavga edilmez.