Gel kardeşim, dinle benden hoş sözü,
Söylüyorum sana, esrarı özü:
Ahmed-i Serhendi, bunu şerh eyledi,
Gör de Mektubat’ı bak neyledi.
O kitapta neler söyler, hem neler,
Onda oynatmış ne zevkli cilveler.
İlm-i nafi, cümle Mektubat’tadır.
Her ne varsa mahzende, hepsi ondadır.
O kitaptır, saadet hazinesi,
Onda tevhid, madde, mana bilgisi.
Mektubat-ı Ahmedi sayesinde,
Onun ulûm-i bi-nihayesinde.
Geldi Seadet-i Ebediyye vücude,
Teşekkür eylerim Rabb-i vedûde.
İlahi! Bu kitabı eyle mebrur!
Berat olsun bana mahşerde, hem nur!
Salât olsun, selam olsun Resule ki,
Vücude geldi, Seadet-i Ebediyye.
Kelimeler:
Ahmed-i Serhendi: İmam-ı Rabbani hazretleri
Şerh etmek: Açıklamak
Cilve: Hikmet
İlm-i nafi’: Faydalı ilim
Mahzen: Hazine
Ulûm-i bi-nihaye: Sonsuz ilimler
Vücuda gelmek: Var olmak
Vedûd: İyiliği seven, iyilik edene ihsan eden, sevgiye layık olan Allahü teâlâ
Mebrur: Beğenilmiş, hayırlı, faydalı hizmetler
Berat: Kurtuluş