Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Şeytan birine günah işletemeyince ona nafile ibadet yaptırır. Mesela, sabaha kadar namaz kılıp, zikreden birine, herkes mışıl mışıl uyurken ibadet ettiğini düşündürür, ucba, kibre düşürür. Onu bu şekilde mahveder. O şahıs da insanların mahvolduğunu, kendisinin kurtulduğunu zanneder. İmam-ı Rabbani hazretleri, bu yolda kendini uyuz köpekten aşağı bilmeyen kişiye, Allahü teâlânın büyüklüğünü tanımanın nasip olmayacağını bildiriyor.
Gazneli Mahmut, Ebül Hasan Harkani hazretlerine; efendim bana bir kısa nasihat eder misiniz diyor. Buyuruyor ki:
(Namaz kıl, haramdan kaç, cömert ol, merhametli ol. Bu dördünü yaparsan beşinciye ihtiyacın olmaz.)
Allahü teâlâ sevdiği şeyleri dostlarına verir. Doğru itikadı, büyükleri tanımayı dostlarına verir, nasip eder. Ben sevdiğim şeyleri, seçtiklerime, dostlarıma veririm buyuruyor. Büyük zatların yolunda olan bütün Müslümanlar, Allahü teâlânın dostudur. Bunları üzen, beğenmeyen, onlara gözle, kulakla bakan helak olur. Evet, bunların da hataları, yanlışları olur. Bu tozlu yolda giden araba gibidir. Tozlu yolda giden arabaya toz bulaşır; ama bir rüzgar eserse, yağmur yağarsa hiç toz kalmaz, tertemiz olur.
Ne mutlu yerde olanlara; çünkü feyz, yere yayılır. Sular aşağı akar.
Büyük zatların en gücüne giden, onları üzen en önemli şey nedir?
Evliya bir zat, talebelerinden birinin sorduğu böyle bir suale şöyle cevap veriyor:
— Hocasından devraldığı emanetin nasıl kullanılacağının ona öğretilmeye kalkışılmasıdır.
Talebe tekrar soruyor:
— Efendim, sanki hocası ehli olmayana vazife vermiş gibi mi oluyor bu? Büyüklerin beğendiğini beğenmemek gibi mi oluyor?
— Evet, öyle oluyor. Büyüklere akıl vermek hem yanlıştır hem de çok çirkindir. Akıl verilmesi, hocan seni seçmekle yanlış yapmış demektir. Hâlbuki eğer iddiası âlimlikse, o ondan daha âlim ki onu seçmişler. Eğer iddiası dervişlikse, o ondan daha derviş ki onu seçmişler. Geriye bir şey kalmaz; kalan sadece nefsi ve bedbahtlığıdır. İnsan vasıtaya binmekte inmekte serbesttir; ama gemide olan kaptanın işine karışamaz.