Sual: Peygamber efendimizden önce, inanmayan kavimlerin, Allah'ın azabına uğrayıp helak olduklarını okuyoruz. Ancak günümüzde o eski kavimler gibi, hattâ daha azgın olanları var. Neden bunlar dünyada iken de cezalandırılmıyor?
CEVAP
Bunun birkaç sebebi vardır:
1- Peygamber efendimiz, âlemlere rahmet olduğu için genel bir azap verilmiyor. Diğer peygamberlere inanmayanlar, dünyada çeşitli belaya maruz kaldıkları hâlde, Peygamber efendimizin rahmet olması sebebiyle, cezalar genelde âhirete tehir edilmiştir. Onun hürmetine bu ümmete dünyada hemen ceza verilmiyor. İki âyet-i kerime meali:
(Sen aralarında bulundukça, o kâfirlere azap etmem.) [Enfal 33]
(Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.) [Enbiya 107]
Bir hadis-i şerif:
(Ben lanet edici olarak değil, rahmet için gönderildim.) [Müslim]
Peygamber efendimiz, Cebrail aleyhisselama, (Benim âlemlere rahmet oluşumdan sana da bir pay düştü mü?) diye sual edince, (Evet, sonumun ne olacağından korkardım. (Tekvir) sûresinin 20. ve 21. âyet-i kerimelerini getirince, Arş’ın sahibi yanında, kıymetim, emin olduğum meydana çıktı) dedi. (Şifa-i şerif)
Bir hadis-i şerif:
(Allahü teâlâ, beni âlemlere rahmet ve hidayet için gönderdi.) [Ebu Nuaym]
Bu rahmet, yalnız insanlar için değil, bütün mahlûkat içindir. Hattâ kâfirler bile istifade eder. Allahü teâlâ, Peygamber efendimizin hürmetine bu ümmete genel bir ceza göndermiyor. Eski insanlar bin yıl kadar yaşıyordu. Kur’an-ı kerimde Hazret-i Nuh’un bin yıl yaşadığı bildiriliyor. Bu ümmetin çok sıkıntı çekmemesi için, Allahü teâlâ, Peygamberimizin hürmetine ömürlerini kısa eyledi. Cenab-ı Hak, bu kısa zamanda yapılacak, hayırlı işlere ve ibadetlere sonsuz nimetler ihsan edecektir. Peygamberine uymayan, İslamiyet’i beğenmeyenlere de, sonsuz azap yapacaktır. Ayrıca Onun hürmetine, günahlara dünyada hemen ceza vermiyor.
Kâfir ve Müslüman herkes Peygamber efendimizin ümmeti ise de, Müslümanlara (Ümmet-i icabet), kâfirlere (Ümmet-i davet) denir.
2- Onların neslinden tevbe eden sâlih kimseler geleceği için genel ceza gönderilmiyor. Kâfirler, Resulullah efendimizle alay ederek, (Rabbine söyle de, bize çabuk azap göndersin) diyorlardı. Allahü teâlâ, kâfirlerden müminler dünyaya getirmeyi ezelde takdir buyurduğu için, (O kâfirlere azap etmem) buyurdu. Enfal sûresinin, (İstigfar ettikleri için Allah onlara azap yapmaz) mealindeki 33. âyeti için, Ehl-i sünnet âlimleri, (Onlardan, istigfar edecek olan sâlih çocuklar dünyaya geleceği için, onlara azap etmem) demek olduğunu bildiriyorlar.
3- Bu ümmet, seçilmiş olduğu için genel bir bela gelmiyor. Bir âyet-i kerime meali:
(Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz.) [Âl-i İmran 110]
4- Sâlih kimseler, yeryüzünde var olduğu müddetçe, Peygamber efendimizin hürmetine, bu ümmete genel azap gelmiyor. Bir hadis-i şerif:
(Allahü teâlâ buyurur: Camiye devam eden, benim için birbirini seven ve seherlerde istigfar eden sâlihler olmasaydı, günahta haddi aşanlardan dolayı genel bir bela gönderirdim.) [Beyhekî]
5- Allahü teâlânın acele etmemesinden dolayı bela gelmiyor. Bir âyet-i kerime meali:
(Eğer Allah, yaptıkları yüzünden insanları hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı kalmazdı. Fakat Allah, onları belli bir süreye kadar erteler.) [Fâtır 45]
Cezanın ertelenmesine güvenmemelidir. Âhirette, kâfirlere şiddetli azap olacaktır. Üç âyet-i kerime meali:
(Allahü teâlâ, zâlimlere elem verici, acıklı bir azap hazırladı.) [İnsan 31]
(Rabbin, elbette azap yapacaktır. Ondan kurtuluş yoktur.) [Tur 7-8]
(Ey inkârcılar [Resulullah'ı ve onun sözlerini] yalanladığınız için, azap yakanızı bırakmayacaktır.) [Furkan 77]
Cenab-ı Hak, (Allah ve Resulü’nün emirlerine aldırış etmeyen, beğenmeyen, “Çağa, fenne uymuyor, modern ihtiyaçlara kâfi gelmiyor” diyen, Kıyamette Cehennem ateşinden kurtulamayacak, Cehennemde, çok acı azaba mâruz kalacaktır) buyuruyor. (Seadet-i Ebediyye)
Kâfirlere dünyada genel bir ceza verilmemesi, onlara merhamet edilmesi görünüştedir. Kur’an-ı kerimde, kâfirlere çok mal ve evlat verilmesinin onlara iyilik olmadığı, onların azmaları, kudurmaları ve Cehenneme gitmeleri için bir istidrac olduğu bildiriliyor. (Mü’minun 55-56)
Lanetlikler
Diğer Peygamberler, kavimlerine lanet ettikleri halde, Peygamber efendimiz lanet etmemiştir. Bir savaşta, kâfirlerin yok olması için dua etmesini istediklerinde (Ben lanet etmek için, insanların azap çekmesi için gönderilmedim. Ben, herkese iyilik etmek için, insanların huzura kavuşması için gönderildim) buyurdu. Nitekim Kur'an-ı kerimde mealen, (Seni âlemlere rahmet, iyilik için gönderdik) buyuruluyor. (Enbiya 107)
Ancak lanete müstahak olanlara lanet etmiştir. Bu konuda sahih olan çok hadis-i şerif vardır. Hadis-i şeriflerde (Allah lanet etsin!) denilen zümrelerden bazıları şunlardır:
(Kadın elbisesi giyen erkeğe, erkek elbisesi giyen kadına lanet olsun!) [Hakim]
(Kadın gibi davranan erkeğe, erkek gibi davranan kadına lanet olsun!) [Buhari]
(Rüşvet alıp verenlere Allah lanet etsin!) [İbni Mace]
(Eshabıma sövenlere Allah lanet etsin!) [Hakim]
(Zekât vermeyenlere Allah lanet etsin!) [Nesai]
(Ana babasına lanet edene Allah lanet etsin!) [Müslim]
(Lutilik yapanlara [ibnelere] Allah lanet etsin!) [Beyheki]
(Zalim amirlere, açıktan günah işleyenlere, sünnetimi yıkan bid’atçilere Allah lanet etsin!.) [Deylemi]
(Altın ve gümüşün kuluna [paraya tapana] lanet olsun!) [Tirmizi]
(Halkın işlerini üstlenip de onlara güçlük çıkarana lanet olsun!) [Ebu Avane]
(Hanımını anasından üstün tutana lanet olsun!) [Şir’a]
(Sadaka vermeye engel olana lanet olsun.) [İsfehani]
(Rahmet-i İlahiden ümit kestirip dinden nefret ettirenlere lanet olsun!) [Şir’a]
(Bid’atler çıkınca âlim ilmini açığa çıkarsın! İlmini açıklamayana lanet olsun!) [Deylemi]
(Faiz alana da verene de lanet olsun!) [Müslim]
(Vücuduna dövme yapana, yaptırana, faiz alıp verene lanet olsun.) [Buhari]
(Ana ile evladın, kardeşle kardeşin arasını açana lanet olsun.) [İbni Mace]
(Kızını fâsık bir kimse ile evlendirene, lanet olsun.) [Şir’a]
(Ölü için ağlayana da, onu dinleyene de lanet olsun.) [Ebu Davud]
Kur’an-ı kerimde Allahü teâlâ Ebu Leheb için, (Onun eli kurusun) buyurduğu gibi, Ebu Leheb’in oğlu Uteybe, (Tebbet yeda) suresi gelince, Resulullah efendimize çeşitli hakaretlerde bulundu. Peygamber efendimiz çok üzülüp, (Ya Rabbi! Buna bir canavar musallat eyle!) dedi. Ebu Leheb’in oğlu Uteybe Şam’a ticaret için giderken, bir gece arkadaşlarının arasında yatarken, bir aslan gelip arkadaşlarını koklayıp bıraktı. Sıra Uteybe’ye gelince onu parçaladı.
Bir kimse, sol eliyle yemek yiyordu. (Sağ elin ile ye) buyurdu. (Sağ kolum hareket etmiyor) diye yalan söyledi. Bir Peygamber ile alay eden bu kimse için Resulullah efendimiz, (Sağ elin artık hareket etmesin) buyurdu. Ölünceye kadar sağ elini ağzına götüremedi. Yalan söylemek çok büyük günahtır. Hele Peygamber efendimize karşı yalan söylemek çok daha büyük günahtır. Dünyada elin felç olması küçük bir cezadır. Ahirette verilecek cezalar çok büyüktür. Peygamber efendimizin buna benzer bedduaları vardır. Diğer insanların ibret almaları ve hidayete kavuşmaları için böyle mucizeler vaki olmuştur.
Kur'an-ı kerimde de Allahü teâlâ lanet etmiştir. İşte âyet-i kerimeler:
(Kalblerimiz perdeli dedikleri için, Allah inkârlarından dolayı [yahudileri] lanetlemiştir.) [Bekara 88]
(Biz kitapta açıkça belirttikten sonra indirdiğimiz açık delilleri ve hidayeti gizleyenler var ya, işte onlara hem Allah lanet eder, hem de bütün lanet ediciler lanet eder.) [Bekara159]
(Âyetlerimizi inkâr edip kâfir olarak ölenler var ya, işte Allah’ın, meleklerin, insanların hepsinin laneti onlaradır.) [Bekara 161]
(Kim bir mümini kasten öldürürse cezası, içinde ebediyen kalacağı Cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.) [Nisa 93]
(Sözlerini bozmaları sebebiyle onları lanetledik.) [Maide 13]
(Yahudiler, Allah’ın eli sıkı dediler; dediklerinden ötürü elleri bağlansın, lanet onlara!) [Maide 64]
(Allah, ikiyüzlü erkek ve kadınlara ve inkârcılara, ebedi kalacakları Cehennem ateşini hazırlamıştır. O, onlara yeter. Allah lanet etsin! Onlara devamlı azap vardır.) [Tevbe 68]
(Bilin ki, Allah’ın laneti zalimlerin üzerinedir!) [Hud 18]
(Allah ve Resulünü incitenlere Allah, dünyada ve ahirette lanet etmiştir.) [Ahzab 57]