Sual: Selefiyim diyen biri, (Hazret-i Ömer, Osman, Ali ve Hüseyin gibi zatlar, şehit olurken, Resulullahtan yardım istemediler, çünkü biliyorlardı ki, Resulullah ölüdür, kabirdeki yardım edemez) diyor. Gerçekten de, onlar yardım isteseydi, Resulullah elbette yardım ederdi. Yardım etmemesinin sebebi nedir?
CEVAP
(Ölüler yardım etmez) sözü Vehhabi inanışıdır. Enbiya ve evliya ölü değildir. Hatta Allah yolunda ölen müminler bile ölü değildir. Bir âyet-i kerime meali:
(Allah yolunda öldürülenleri ölü sanmayın, onlar Rablerinin yanında diridir, rızklandırılır.) [Al-i İmran 169]
Allah yolundaki müminler ölü olmayınca, peygamberlere ve evliyaya nasıl ölü denebilir ki? Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Peygamberler kabirlerinde diridir, namaz kılarlar.) [Ebu Ya’la, Beyheki]
Resulullah, (Cuma günü bana çok salevat getirin, çünkü salevatınız bana arz olunur) buyurunca, Eshab-ı kiram, (Ya Resulallah, salevatımız sana nasıl ulaşabilir ki, sen artık kabrinde toprak olmaz mısın?) dediler. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Allahü teâlâ toprağın Peygamberleri çürütmesini haram etti.) [Ebu Davud, Nesai, Beyheki]
Nimet ve belâya insanların tepkileri farklı olur. Nimet ve belâ yönünden insanlar dörde ayrılır:
1- Nimet gelince sevinir, dert-belâ gelince isyan eder. (Genelde kâfirler ve fâsıklar böyledir.)
2- Nimet gelince sevinir, dert-belâ gelince isyan etmez, fakat sabreder, gitmesini ister. (Genelde Müslümanlar böyledir.)
3- Dert-belâ gelince sevinir, razı olur. (Evliya zatlar böyledir.)
4- Dert-belâ gelince, nimetlerden alınan zevkten daha çok zevk alır, gitmesini istemez. Tatlı gelen şeyin gitmesi istenir mi? (Peygamberler ve büyük evliya zatlar böyledir.)
Bildirilen şehit zatlar, bu dördüncü sınıfa dâhildir. Allahü teâlânın gönderdiği şehitlik nimetini, geri teperler mi hiç? Bilirler ki, dert ve belâ kemend-i mahbûbdur. Kement, sevilenin, seveni kendine çekmek için attığı iptir.
Peygamber efendimiz, bir gün, bir dizine torunu Hazret-i Hasan’ı, öteki dizine de oğlu Hazret-i İbrahim’i almış severken, Cebrail aleyhisselam gelip, (Allahü teâlâ bunun ikisinden birini almak istiyor, hangisini tercih edersen onu alacak) dedi. İkisini de almasın deseydi, Allahü teâlâ onun duasını elbette kabul ederdi. Buna rağmen, birine razı oldu. Hazret-i Hasan’a razı olsa idi, kızı da, damadı da üzülecekti. Onların üzülmemesi için Hazret-i İbrahim’e razı oldu. Allahü teâlânın attığı kemende severek yapıştı.