*Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Bir gün zamanın sultanı Mevlana Halid-i Bağdad-i hazretlerinden dua istiyor. Buyuruyor ki:
(Elbette sultanlara, valilere, idarecilere dua ediyoruz; fakat tebaanız arasında zulüm görmüş biri varsa, benim duam kabul olmaz. Çünkü kâfir olsun, mümin olsun, mazlumun duası ve bedduası makbuldür ve bizim duamızın önüne geçer. Onun için siz insanların kalbini yapmaya çalışın.)
*Kul hakkı çok önemlidir. İnsan şehit olsa, Cennetin kapısına kadar gider. Kul hakkı ödenmedikçe Cennete giremez. İhsan-ı ilahi, Allahü teâlâ şehitlerin kul haklarını helalleştirecektir.
*Muhyiddin-i Arabî hazretlerini rüyada görmüşler. Etrafı çok kalabalık, derecesi çok yüksek, büyük nimetlerin içindeymiş. Demişler, efendim siz nasıl bu kadar büyük nimetlere kavuştunuz? Buyurmuş ki:
(Dünyada beni gıybet edenler, bana iftira yapan düşmanlar çok fazla. Onların bu yaptıkları sayesinde burada derecem durmadan yükseliyor.)
*Az tamah çok zarar getirir.
*İslamiyet’in yayılmasına mani olmayan, sevilir.
*Başı çürük olanın, sonu da çürüktür.
*İlim emanettir, mülk değil!
*İki şey, göz kan ağlasa, geri gelmez: Gençlik ve sohbet-i salihin yani salihlerle beraber olmak.
*En makbul amel, en gizli olanıdır.
*Kalbimizin ilacı, (La ilahe illallah Muhammedün resulullah) demek, bedenimizin ilacı istigfardır.
*Yalancıyla arkadaşlık etmemelidir. Dostlarımızı uzaklaştırır, düşmanlarımızı dost gösterir.
*İki rekât namaz, bir dua, az bir sadaka, kaza kaderi değiştirerek belayı önler.
*Allahü teâlâ, ne yaptığınızı görüyorum, biliyorum diyor. Onun gördüğü bilindiği halde ikiyüzlü olmaya lüzum yok. İhlâs, içini de, dışını da temizlemek demektir.
*Evliyanın ruhaniyetlerinden istifade için, inanmak şart, görmek şart değil. Onları görmek bazen tehlikeli olur. Allah korusun, kendini bir şey zanneder, mahvolur.
*Ne zaman insanlar, her günahı sıkılmadan işleyip, Allah affeder derse, bu, o zamanın ve o insanların çok bozuk olduğuna alamettir.
*Ölmeden evvel ölelim. Bu nasıl olur? Öyle bir şekilde inanacağız ki ölmüşüz, fakat acımışlar birkaç dakika müsaade etmişler bize. Böyle düşünüp, ona göre yaşayacağız.
*Ahir zamanda, fitne fesat çok olur. Dili tutup, bir şeye karışmamalı. Herkesin arasında olursunuz; ama ha var ha yok. Var mı yok mu belli değil. Böyle olmalıdır…