Sual: Allahü teâlâ, Mümin suresinin 60. âyetinde (Dua edin, kabul edeyim) buyuruyor. Ama benim dualarım hep boşa gidiyor. Bunun sebebi nedir?
CEVAP
Hayır dua boşa gitmez. İki hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Rabbiniz, elbette hayâ ve kerem sahibidir. Kulları ellerini kaldırıp bir şey istedikleri zaman, onların ellerini boş çevirmekten hayâ eder.) [Tirmizi, Ebu Davud]
(Allahü teâlâ buyurdu ki: Ey insanoğlu, bana ortak koşmadan kulluk edersen, amelinin karşılığını veririm. Dua istemek senden, kabul edip vermek de bendendir.) [Taberani]
Allahü teâlâ, (Duanızı kabul ederim, elinizi boş çevirmem) buyuruyor. Demek ki boşa gitmiyor. Ama bizim isteğimiz olmayınca boşa gittiğini sanıyoruz. Kitaplarda diyor ki:
Dua sebebiyle ya günahlar affolur, ya gelecek bir bela önlenir, ya mevcut bir bela kalkar, yahut ahirette büyük sevaba kavuşulur. (Şir’a)
Demek ki, dua sayesinde, günahlarımız affediliyor, gelecek bir bela önlenmiş oluyor, mevcut bir bela veya dert kalkıyor yahut dua sebebiyle sevaplara kavuşuyoruz. İki hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Dua eden, üç şeyden hali değildir: Ya günahı affolur veya hemen hayırlı karşılığını görür, yahut ahirette mükafatını bulur.) [Deylemi]
(Kul bir dua ettiği zaman, isteği yerine gelmezse ona bir hasene [sevap] yazılır.) [Dare Kutni]
Geciken dua da olur elbette. Onun da hikmetleri vardır. Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Mümin dua ettiği zaman, Allahü teâlâ, Cebrail aleyhisselama, "İsteğini hemen yapma, ben onun sesini seviyorum" buyurur. Facir dua edince de, "Bunun isteğini hemen yerine getir, ben onun sesini sevmiyorum" buyurur.) [İbni Neccar]
Cenab-ı hak duanın kabulünü geciktirince de çok nimet verecek demektir. Onun için acele edip duam niye kabul olmuyor dememelidir. Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Günah olan bir şey için veya akrabalık bağının kesilmesi için dua edilmedikçe yahut acele edip de, “Dua ettim de kabul olmadı” denmedikçe, edilen dua kabul olur.) [Müslim]
Sual: Dinî bir sohbetten çıkan kimsenin günahları affolur mu?
CEVAP
Eğer o sohbette dine aykırı şeyler konuşulmamışsa, elbette günahlar affolur. İmam-ı Rabbanî hazretleri, (Salihlerle beraber olan, imanını korumuş olur) buyuruyor. Tâbiînin büyüklerinden Sâbit bin Eslem hazretleri buyurdu ki: Bir Müslüman Allahü teâlânın anıldığı yere dağlar kadar günahla girse, çıkınca üzerinde zerre kadar günah kalmaz. Mümin Kıyamet gününde Allahü teâlânın huzurunda durur. Allahü teâlâ ona, (Ey kulum! Sen, dünyada bana ibadet eden kullarımla beraber ibadet ediyor muydun?) diye sorunca o mümin, (Evet, onlarla birlikte ben de ibadet ediyordum yâ Rabbî!) der. Yine Allahü teâlâ, (Ey kulum, dünyadayken bana dua edip yalvaran ve beni zikredip ananlarla beraber, sen de yalvarıp beni andın mı?) diye sorar. O mümin yine, (Evet, yâ Rabbî!) diye cevap verir. Bunun üzerine Allahü teâlâ, (İzzetim hakkı için, beni zikredip, andığın her yerde ben de seni andım. Nerede dua edip yalvardınsa, o duanı kabul ettim) buyurur. Sâbit bin Eslem hazretleri sonra şu hadis-i şerifi bildirdi:
(Müminin hiçbir duası reddedilmez. Ya günahı affolur veya hayırlı karşılığını görür [mesela gelecek bir belayı önler] yahut âhirette karşılığını görür.) [Deylemî]