Sual: Seadet-i Ebediyye’de, hicrî 14. asrın yarısından sonra, dünyanın hiçbir yerinde Veli görülemediği bildirilip, (Hiçbir İslam ülkesinde tasavvuf âlimi yok gibidir) yazıyor. Yani, şu anda dünyada Evliya yok mu deniyor?
CEVAP
Hayır, yoktur denmiyor, yok gibidir deniyor. Abdülgani Nablüsi hazretleri buyuruyor ki:
Evliyayı inkâr etmek, dinin herhangi bir hükmünü inkâr etmek gibi küfürdür. Allahü teâlâ, Enbiyasını ve Evliyasını başkalarından üstün tutmuş, başkalarına vermediği, keramet ve mucize gibi harikaları, bu zatlara ihsan etmiştir. (Hadika)
Dünyada elbette evliya bulunur. Din kitaplarında birler, üçler, yediler, kırklar, beş yüzler gibi adlandırılan Evliya vardır. Ebdal denilen evliya her zaman bulunur. Üç hadis-i şerif meali şöyledir:
(40 kişi olan ebdallerin bereketiyle düşmana galip gelir, beladan kurtulursunuz.) [İ. Asakir]
(Her asırda salihler bulunur. Bunlar beş yüz kişi olup kırkı ebdaldir.) [Ebu Nuaym]
(Yeryüzünde her zaman [ebdallerden] kırk kişi bulunur. Her biri İbrahim aleyhisselam gibi bereketlidir. Bunların bereketiyle yağmur yağar.) [Taberani]
Bu evliya zatları herkesin tanıması elbette zordur. Zaten ben evliyayım diyen veli değildir. Evliya, kendini gizler. Bunun için evliyayı tanımak zordur. Bugün açıkça ben evliyayım diyen sahtekârlar çoktur. Hatta bazı kimseler, (Bizim hocamız hatem-ül evliyadır, son velidir. Artık başka veli gelmez) diyorlar. Bunlarınki de yanlıştır.
Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri buyurdu ki:
(Bu zamanda, beş vakit namazını kılan, haramlardan sakınan umumi evliya sınıfına dâhil olur. Bir de hususi evliyalık vardır. Bu, tasavvuf yolunda ilerleyenlere Rabbimizin ihsan ettiği derecelerdir. İşte, bu zamanda böyle evliya yok gibidir.)
Hakiki mürşid olan evliya, kıyamete kadar mevcuttur. İlim ve ihlâs sahibi olan taliplere, kendisini tanıtır. Düşmanlardan, ahmaklardan saklanır. Kötü kimseler, kıymetli şeylerin sahtelerini, taklitlerini piyasaya sürerek, insanları aldatır. Böylece, kötü yoldan, menfaat sağlarlar. Bu kimseler, yalanlarla, istidrac göstererek, keramet diye, cahilleri aldatırlar. Müslümanlar için en büyük felaket, bunların tuzaklarına düşmektir. Kendilerinin, dinden, imandan, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından haberleri yoktur. Sözleri ile küfür yayarlar. Hareketleriyle haram işlerler. Cahilleri avlamakla geçinirler. (Hak Sözün Vesikaları)
Eshab-ı kiram ve Tâbiini izam zamanlarında, Evliya çoktu. Herkes bunları ziyaret ederek bereketlenir, dualarını alırlardı. Ahir zaman yaklaştıkça, küfür alametleri, bid’atler çoğaldı. Ulema ve evliya azaldı. Son zamanlarda, hiç görünmez oldu. (Faideli Bilgiler)
(Görünmez oldular) demek, yok demek değil, herkes göremez, az kişi bilir demektir. Maalesef, (Görülemiyor, yok gibidir) ifadelerini göstererek, (Bakın, tasavvuf ve evliya düşmanlığı yapılıyor.) diyenler çıkıyor. Bu yanlış ve iftiradır. Seadet-i Ebediyye, tamamen tasavvuf büyüklerinin, Ehl-i sünnet âlimlerinin ve Evliyaların kitaplarından tercüme olup, onların sözleridir. Hepsi, o mübarek insanların kitaplarından nakildir. Tasavvufa ve Evliyaya düşmanlık iddiası, çok çirkindir.
Bir şeyin sahtesinden kaçın demek, iyisinden de kaçın demek değildir. (Hakiki tereyağı alın, hileli, karışık olanını almayın) demek, tereyağına hakaret olur mu? Bilakis tereyağının önemi bildirilmiş olur. Her şeyin, sahtesi de, hakikisi de vardır.
Son evliya mı?
Sual: Bazıları, (Bizim hocamız son veli idi, artık bundan sonra evliya da, mürşid de gelmez) diyorlar. Böyle söylemek, evliyanın kökünü kurutmak anlamına gelmez mi?
CEVAP
Bütün dünyada başka hiç veli olmadığını söylemek yanlıştır. Kıyamet kopacağı zaman, evliya değil bir tane mümin bile kalmayacaktır. Günümüzde de evliya zatlar azaldı, görünemez oldular, ama hiç kalmadı denmez. Her asırda üçler, yediler, kırklar gibi evliya zatlar bulunur.
Ayrıca her asırda bir, dini kuvvetlendiren, bid’atleri yok eden müceddid zatlar gelir. Bin senede bir gelen müceddidler de vardır. İki hadis-i şerif şöyledir:
(Her yüz yılda bir müceddid gelir, dini kuvvetlendirir.) [Buharî]
(Dünya ebdaller sayesinde ayakta durur. Allahü teâlânın yardımı onların bereketiyle gelir.) [Taberani]
Bu hadis-i şerifleri inkâr etmek tehlikelidir. Tevile yeltenmek de caiz olmaz.
Hazret-i Mehdi de evliya zattır. O da gelecektir. Geldi geçti diyenlere itibar etmemeli.
İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki:
Kutb-ül-ebdal veya kutb-i medar her zaman bulunur. Şimdi de vardır. Resulullah efendimiz zamanında da vardı. Bunlara, kutb-ül-aktab da denir; bunları kimse tanımaz. Hatta bazen, kendileri bile kendilerini bilmez. Kutb-i irşad ise, kayyum-i âlemdir. Herkese rüşd ve iman, bunun vasıtasıyla gelir. İslamiyet’i korur. Din-i İslam başıboş kalmaz. Din düşmanları pervasızca, dini yıkmaya, değiştirmeye saldıramaz. (3/3)
Kutb-i ebdal yani kutb-i medar âlemde, dünyada her şeyin var olması ve varlıkta durabilmesi için feyz gelmesine vasıta olur. Kutb-i irşad ise, âlemin irşadı ve hidayeti için feyzlerin gelmesine vasıta olur. Her şeyin yaratılması, rızıkların gönderilmesi, dertlerin, belaların giderilmesi, hastaların iyi olması, bedenlerin afiyette olması, kutb-i ebdalin feyzleriyle olur. İman sahibi olmak, hidayete kavuşmak, ibadet yapabilmek, günahlara tevbe etmek ise, kutb-i irşadın feyzleriyle olur. Her zamanda, her asırda kutb-i ebdal bulunur. Hiçbir zaman, bunsuz olamaz, çünkü âlem bununla nizam bulur. Bunlardan biri ölünce, onun yerine başkası tayin edilir; fakat Kutb-i irşadın her zaman bulunması lazım değildir. Öyle zamanlar olur ki, âlem imandan ve hidayetten büsbütün mahrum kalır. (Mearif-i ledünniyye)