Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İslamiyet’te bir el kalkar, bin el oturur, iki el yoktur. Yani bir kişi son kararı verir, diğerleri ona peki der. İki kişi âmirlik yapmaya kalkarsa o şirket, o cemiyet biter. Başarı ancak, bir cemiyette herkesin âmire itaat etmesiyle mümkün olur. İtaat olmazsa, orada başarısızlık mutlaktır.
Büyük bir zat, başka bir yerde vazife verdiği bir grup talebesiyle vedalaşırken, bir talebesi, (Efendim, başarılı olmak için ne tavsiye edersiniz?) diye sorduğunda buyurdu ki:
(Bizim başarılı olmamız için ne tavsiye edeceğimiz bellidir. Allahü teâlâ Kur’an-ı kerimde mealen, (Allaha, Peygambere ve içinizden olan emîre, amire itaat edin!) buyuruyor. Nasıl namazda iki imam olmazsa, düzenin sağlanması için de, her toplulukta, cemiyette, şirkette son karar bir kişiye ait olmalıdır. Gerekli istişareler yapılır, sonunda âmir olan kararını verir.)
Büyük zatlar, sorumluluğu üzerinde taşıyan tek insandır. Onun dışında hiç kimsede yetki yoktur. Danışmanlarını çağırır, istişare eder, nasıl olacak diye sorar. Hiçbir tartışma olmaz. Sorarsa fikir verebiliriz, peki veya hayır diyebiliriz. Sormazsa bir şey demeye hakkımız olmaz. Bazıları, (Bir itiraz hakkımız var) diyorlar. Bu yanlıştır. Sorarsa fikrimizi söyleriz, ama sormazsa, bir itiraz hakkımız da yoktur.
Yanlış veya doğru hiç fark etmez, o ne derse o olmalı. Ona asla itiraz edilmemelidir. İtiraz dinimizce de haramdır. Bozuk da yapsa doğrudur, doğru da yapsa doğrudur. Dinimize, istişareye uygun yapıldığı için, onun bozukları sonunda daima iyiye dönüşür. Dine uygun olarak görev yapmaktadır. Bunun için, (Soran Allah rızası için sorar, cevap veren Allah rızası için cevap verirse, verdiği cevap yanlış da olsa, Allahü teâlâ bu ihlâs sebebiyle, o işin neticesini düzeltir) buyuruldu.
Yapılan hareket, yanlış da olsa, sonucu neden doğru oluyor? Çünkü Allah rızası için yapılan iş, Allah için konuşulan söz zayi olmaz. Allah böyle iş yapanı utandırmaz, yanlış yapılsa da, neticesini düzeltir, hayra tebdil eder. Şuna inanmalı ki, eğer Allah’a gönül bağlayarak, insanlara faydalı olmak için yola çıkılmışsa, insanlık icabı yapılan her yanlış iş, sonunda düzgün olur. Büyük hizmetler de, büyük parayla değil, büyük inançla olur.