Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını severek okumak, yaşamak ve bu kıymetli eserleri diğer insanlara da ulaştırmak lazım. Her lisanda, dünyanın her yerine ulaşmalı ve bunun artmasına çalışmalı. (Nasıl olsa birileri bir şekilde alır okur) gibi şeyler denmez. Doğruyu yaymak için uğraşmak da gerekir.
Merhum hocamız buyururdu ki:
(Hak gelirse bâtıl gider) mealindeki âyet, Cenab-ı Hakkın vadettiği husustur. Fakat bu lafla olmaz. Bir hattın, irtibatın kurulması lazım. O hakkın oraya ulaşması lazım ki, bâtıl oradan gitsin. Yani gidebildiğimiz yere kadar, gitmeye çalışmalı. Bu kitaplar gitmezse, hak nasıl gelecek, bâtıl nasıl gidecek?)
Resulullah efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem başta olmak üzere, bütün Eshab-ı kiram, padişahlarımız, bütün cihad edenler, hepsi insanların ayaklarına gittiler, uğraştılar, anlattılar, ter döktüler, mücadele ettiler. Vatanlarını, evlerini terk ettiler. Hele Eshab-ı kiram, gittikleri yerlerde şehid düştüler.
Biz öyle değiliz, savaşmamız, ölmemiz, evimizi yurdumuzu terk etmemiz gerekmiyor. Yorucu bir şey yapmamız da gerekmiyor. Bizim görevimiz, sadece Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını okumak, çevremizdekilere vermek ve bunların yayılmasına çalışmaktır.
Başka meselelerde herkes serbesttir. Herkes istediği yerde çalışabilir, istediği işi yapabilir. Tercihini istediği yönde kullanabilir. Bu bir rızık, kazanç meselesidir, herkes kalbine uygun olanı istişare eder, bulur. Ama dine hizmet konusunda, tercih hakkımız yoktur. Herkes gücü nispetinde, bizzat çalışarak ve maddî yardımda bulunarak, bu kitapları dağıtmak, bu bilgilerin anlatıldığı yayınlara katkıda bulunmak, bir kişi daha okusun diye uğraşmak zorundadır. (Efendim, biz çok dua ediyoruz, Allahü teâlâ yardımcınız olsun) demek yeterli değildir. Zaten dua etmek zorundayız. Her bakımdan birbirimize dua edeceğiz, ama bu hizmetlere de yardım etmemiz, bu yolda uğraşmamız da şarttır. Büyüklerimiz, (Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını okumayan ve bu kitapları yaymayanların imanlarında bir noksanlık vardır) buyuruyorlar. Bu duruma düşmekten çok korkmak gerekir.