Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Fitneye sebep olan doğru; fitneyi önleyen yalandan daha kötüdür. O hâlde, müminlere karşı güler yüzlü, tatlı dilli olmak hususunda samimi olacağız. Düşmana karşı da idareli olacağız, onları kendimize daha çok düşman etmeyeceğiz. Çünkü münakaşa, dostun dostluğunu azaltır, düşmanın düşmanlığını arttırır. Peygamber efendimiz, (İnsanlara müdârâ için gönderildim) buyuruyor. Dini ve dünyayı korumak için dünyalık vermeye müdârâ denir. Durumu idare etmek demektir.
Üç kişiden uzak durmak lazımdır: 1- Yalancıdan, 2- Ahmaktan, 3- İşlediği günahla övünenden.
Peygamber efendimiz, (Bir zâlime iyilik ettiğiniz zaman, onun şerrinden sakının, size zararı dokunabilir) buyuruyor. O bakımdan iyilik ettiğimiz kötü insanlara çok dikkat etmemiz lazımdır.
Mübarek bir zat, (İki şerden bir hayır doğar) buyurunca, bir talebesi, (Efendim, bu nasıl olur?) diye sorar. O zat da, (Sana düşman olan iki kişi arasına Allahü teâlâ bir husumet verir, onlar birbirine düşer. Sen de rahat eder, üzüntü çekmezsin) şeklinde izah eder.
Allahü teâlâ, saf, temiz insanları sever. Hile yapanları sevmez...
Bir hac kervanı giderken, garip bir kişi de onlara katılmak ister. İçlerinden zengin biri ona, (Senin paran pulun yok, bineğin yok, nasıl gideceksin?) der. O garip kişi de, (Rabbim var!) der ve bir şekilde kafileye katılır. Hac vazifesi tamamlanıp dönülürken aynı zengin, o garibe, (Hac vazifeni yaptın mı?) diye sorar. O da, (Evet, elhamdülillah her vazifeyi yerine getirdim) der. Zengin kişi alay etmek için cebinden bir kâğıt çıkarıp, (Vazifesini yapanlara berat kâğıdı verdiler. Bak benimki bu. Hani seninki, sana vermediler mi?) der. Garip şaşırır, (Bana berat vermediler) der. Çok üzülür. Hemen geri koşup Kâbe’nin örtüsünün altına girip, ağlayarak, (Yâ Rabbî, ben de o kullarına verdiğin berattan isterim) diye yalvarır. Allahü teâlâ rahmetini gösterir gaipten mis kokulu bir berat gönderir. O da alıp kervana yetişir ve alay eden kişiye gösterip, (Bak, elhamdülillah bana da verdiler) der. Zengin kişi, (Biz alay ederken o gerçekten beratını aldı) der...
Sonra o garip vefat eder. Onunla alay eden zengin, onu rüyasında görür. (Hesabını nasıl verdin?) diye sorar. Garip de, (Bana bir şey sormadılar. Beratımı gösterdim, melekler beni geçirdiler) der.