Rahmetli Enver Ağabey anlatıyor:
(İyi sebebe yapışan, iyi netice alır) sözünü kendimize düstur yapmalıyız. Oturmakla veya plansız programsız dolaşmakla netice alınmaz. Kabahati kendimizde aramalıyız! (Biz sebebe iyi yapışamadık, iyi anlatamadık, büyükleri vesile etmedik) demeliyiz! Kendimizi devreden çıkartmalıyız! Benliğini, kendini devreye sokan, başarısız olur. Allahü teâlânın rızasını kazanmak niyetiyle yola çıkıp, (Kalbleri çeviren Allahü teâlâdır, yoksa biz ne yapabiliriz ki?) demeli.
Peygamber efendimiz, müşrikler neden imana gelmiyorlar, ebedî yanacaklar diye üzülüyordu. Allahü teâlâ, (Ey habibim, Sen anlat! Hidayet vermek bana aittir) buyurdu. Demek ki, bizim vazifemiz sadece sebeplere yapışmaktır.
Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz. Kendimize değil, Allahü teâlâya güvenelim. Sabah kuş yuvasından çıkıyor. Tevekkül ediyor. Akşama tok dönüyor. Onun gibi tevekkül sahibi olmalıyız.
Geçenlerde bir arkadaştan mail geldi. İş yerinde bazı sıkıntıları olmuş, bunun için çok kızmış. Maildeki seksen kelimeden kırkı (Ben) idi. (Ben şöyle yaptım, ben şöyle yaparım...) diyor. Kendimizi aradan çıkaralım. Hep kendimizi kusurlu, hatalı kabul edelim. Mertlik, suçu kendinde bilmektir. Peygamber efendimiz vadediyor, (Haklı olduğu hâlde, kendini haksız, hatalı bilene Cenneti söz veriyorum) buyuruyor.
Bir gün de evlenecek iki taraf geldi. Nikâh olmuş bitmiş. Sadece düğün kalmış. Fakat ayrılma noktasına gelmişler. İki taraf da, (Biz haklıyız) diyor. (Sizi hakem yapıyoruz, siz ne derseniz biz ona uyacağız) dediler. (Fizikte bir kaide vardır. Artı artıyı iter, eksi eksiyi iter. Zıt kutuplar birbirini çeker. İki taraf da “Ben haklıyım” derse sonuç kavgadır, geçim olmaz. Madem hakemliğime razı oluyorsunuz, kızın o kadar naz yapması normaldir, kız haklıdır, hadi hemen düğünü yapın) dedim. Mesele hâlledilmiş oldu.
Abdülhâlık Goncdüvanî hazretlerine bir genci överler. O da merak edip ziyaretine gider. Biraz sohbet ettiklerinde genç, (Rabbimin rızası Cehenneme girmemde ise girerim) der. Abdülhâlık Goncdüvanî hazretleri, (Eyvah senin işin bitmiş. Zira hep mimli, yani ben diye konuşuyorsun. Mimli konuşmak ise nefistendir) buyurur.