Aradığınız kelime sarı renk ile işaretlenir.
Yazı boyutu     
 
İki farz arasındaki fark

Sual: Seadet-i Ebediyye’de, (Vaktin farzı ile sünnetine niyet edilemez, fakat sünneti kılarken kaza namazına da niyet edilebilir. Çünkü kaza namazı vaktin farzından farklı bir namazdır) deniyor. Kaza namazı da farzdır, iki farz arasında ne fark var? Kaza kılınmakla sünnet nasıl kılınmış oluyor?
CEVAP
Aşağıda vesikaları bildirildiği gibi, Peygamber efendimiz, farzın yanında bir namaz kılardı. Bu namazlara sonradan sünnet denildi. Yani farzın yanında kılınan her namaz, sünnet ismi verilen namaz olur. Farzın yanında kaza kılınırsa, sünnet de kılınmış olur. Çünkü farzın yanında bir namaz kılınmış oluyor. (Vaktin namazı farz olduğu gibi, kazası da farzdır. Arasında ne fark var?) deniyor. İkisi arasında dağlar kadar fark var. Mesela Ramazan ayında oruç tutmak farzdır. Tutulmazsa kaza etmek farzdır. Vaktin farzıyla kazası arasındaki farkın ikisi şöyledir:
1- Ramazan ayında farz oruç tutulurken, kasten bozulursa kefaret gerekir, peşpeşe 60 gün oruç tutmak lazım olur, ama kaza orucunu tutarken kasten bozulsa da kefaret gerekmez. Sadece tutamadığı orucu bir gün kaza eder. İkisi de farz, ama arada büyük fark vardır.

2- Ramazan ayında bir gün oruç tutulmasa, bu farzın yerine Ramazan ayının dışında, bütün sene kaza orucu tutulsa, hattâ ömür boyu oruç tutulsa, Ramazan ayında tutulan orucun sevabına kavuşulmaz. Demek ki ikisi de farz olmasına rağmen, ikisi arasında büyük fark var.

Namazı vaktinde kılmakla, kaza etmek arasında da büyük fark vardır. Bir hadis-i şerifte, (Bir namazı özürsüz, vaktinden sonra kılan, seksen hukbe Cehennemde yanacaktır) buyuruluyor. Yani kazaya bıraktığımız namazı kaza etmemize rağmen, kazaya bırakma cezası olarak 80 hukbe Cehennemde yanılacağı bildiriliyor. İki farz arasındaki fark böylece anlaşılmış oluyor. Seadet-i Ebediyye’ye art niyetle bakanlar iki farz arasında fark göremiyorlar.

İbni Âbidin hazretleri, namaza niyeti anlatırken ve (Uyun-ül-besair) kitabının 54. sayfasında, (Yalnız namaza niyet edilerek kılınan sünnet sahih olur. Çünkü beş vakit namazın sünneti demek, Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” kıldığı namaz demektir. Bu namazlara sünnet ismi sonradan verilmiştir. Resulullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, beş vakit namazın sünnetlerini kılarken, yalnız (Allah rızası için namaz kılmaya) derdi. (Sünnet kılmaya) diye niyet etmezdi. Her vakit içinde böyle kılınan her namaz, sünnet ismi verilen namaz olur) dendiği Halebi-yi kebir’de de yazılıdır. 52. sayfasında buyuruyor ki: Tecnis kitabında bildirildiği gibi, beş vakit namazın sünnetleri nafile namazdır. (Seadet-i Ebediyye)

İbni Âbidin “rahime-hullahü teâlâ” nâfile namazları anlatırken, (Sünnetler, farzlarla ve vaciblerle beraber ayrıca kılınan başka namazlar demektir. Müekked olan ve müekked olmayan sünnetlerin hepsine nâfile namaz denir) diyor. (İslam Ahlakı)

Eşbah’ın 59. sayfasında (Nâfileler ve ratibe sünnetler, yalnız namaz kılmaya veya sünnetten başka bir namaza niyet ederek kılınınca, sahih olur) deniyor. Görülüyor ki, namaz vakti içinde, o vaktin farzından başka kılınan her namaz [mesela kaza namazı], o vaktin sünneti de olur. (Seadet-i Ebediyye)

İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: Camiye girip sünnet veya kaza namazı kılarken, Tehıyyet-ül-mescid namazı da kılınmış olur. Terk edilmiş olmaz. Fakat Tehıyyet sevabına da kavuşabilmek için, buna da ayrıca niyet etmek lazımdır. Çünkü hadis-i şerifte, (İbadetler, niyetlerine göredir) buyuruldu. Amelin sevabına kavuşmak için, niyet edilmesi şart olmaktadır. (İslâm Ahlakı)

Seyyid Abdülhakim Arvâsî hazretleri, (Sünnet namaz demek, vaktin farzından başka kılınan namaz demektir. Farzdan evvel veya sonra olan sünnet yerine kaza kılan, bu kaza namazıyla, sünnet namazın tarifine uyduğu için, sünneti de kılmış olmaktadır) buyurdu. Görülüyor ki, sünnet yerine kaza kılınca, sünnet terk edilmiş olmuyor. Hem kazaya, hem de sünnete niyet edilince, sünnetin sevabı da hâsıl olmaktadır. (İslam Ahlakı)

Derin âlim, büyük veli Muhammed Mâsum Serhendî, ikinci cildin altmış üçüncü mektubunda, (Sünnetler yerine kaza kılmak lazımdır. Kaza namazı olmayan, sünnet yerine kaza kılarsa, sünneti kılmış olur. Sünnet olarak niyet etmesi lazım değildir. Sünnet sevabına kavuşmak için, sünnet olarak da niyet edilir) buyuruyor. (Kıymetsiz Yazılar)

Sünnet yerine kaza kılınca, sünnet terk edilmiş olmuyor. Hem kazaya, hem de sünnete niyet edilince, sünnetin sevabı da hâsıl olmaktadır. (İslam Ahlakı)

Namazın sünnetlerini kılarken, hem, o vaktin ilk kazaya kalmış farzını kaza etmeye, hem de, o vaktin sünnetini eda etmeye niyet etmelidir. Böyle niyet edince, hem kaza, hem de sünnet kılmış olur. Sünneti terk etmiş olmaz. (İslam Ahlakı)

(Nevadir-i fıkhiyye fi mezheb-il-eimmet-il hanefiyye) ismindeki kitabı yazan, Kudüs kadısı Muhammed Sadık efendi, faite namazların kaza edilmesini anlatırken şöyle bildirmektedir: Büyük âlim İbni Nüceym hazretlerine, (Bir kimsenin kazaya kalmış namazları olsa, sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsının sünnetlerini bu namazların, kazalarına niyet ederek kılsa, bu kimse sünnetleri terk etmiş olur mu?) soruldu. Cevabında buyuruldu ki:
Sünnetleri terk etmiş olmaz. Çünkü beş vakit namazın sünnetlerini kılmaktan maksat, o vakit içinde, farzdan başka bir namaz daha kılmak demektir. Sünnet yerine kaza kılmakla, sünnet de yerine getirilmiş olur. Kaza borcu olanların, her namaz vakti, o vaktin farzından başka namaz kılarak, sünneti yerine getirmek için, kaza kılması lazımdır. (Seadet-i Ebediyye)

 
Geri dön
 
 
Dini Konularda Ara:


detay.asp?Aid=4787
detay.asp?Aid=4787
İhlas Vakfı
Dünya İçin Paylaşma Vakti
Online Bağış Yapmak İçin
Güncelleme Tarihi
23 Kasım 2024 Cumartesi
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orijinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan,
herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.
AnaSayfam Yap   |    Favorilere Ekle   |    RSS
Ziyaretçi Sayısı

Hosted by İhlas Net