Sual: Asr-ı saadetten bu yana binlerce Ehl-i sünnet âlimi geldi. Dört hak mezhepten birine mensup hiçbir İslam âlimi şefaati inkâr etmemiştir. Hattâ Vehhabiler bile, önceleri inkâr ederken, bugün onlar da şefaatin hak olduğunu tasdik ediyorlar. Fakat yeni türeyen bazı mezhepsizler, şefaati inkâr ediyorlar. Bunlar âyetlere, hadislere ve bütün İslam âlimlerine nasıl karşı geliyorlar? İmam-ı a’zam hazretleri, dört hak mezhebin imamları ve Ehl-i sünnet âlimlerden şefaati inkâr eden tek bir kişi var mıdır?
CEVAP
Hayır, Ehl-i sünnet olup da şefaati inkâr eden tek bir âlim yoktur. Olması da mümkün değildir. Bütün müfessirler, muhaddisler ve fakihler gibi, dört mezhep imamı da şefaatin hak olduğunu bildirmişlerdir. Bütün âlimlerin en büyüğü olan İmam-ı a’zam hazretleri, (Peygamberler, âlimler ve salihler, günahkârlara şefaat edecektir) buyurdu. (Fıkh-ı ekber)
Günümüzün mezhepsizleri, Vehhabiliği de, Mutezile’yi de sapıklıkta geride bıraktılar. Bütün fıkıh kitaplarında şefaati inkâr eden imamın arkasında namaz kılınmasının caiz olmadığı bildirilmiştir.
Şefaati inkâr eden imamın arkasında namaz kılmak caiz değildir. (Halebî)
Şefaati, kiramen kâtibin meleklerini veya rü’yetullahı, inkâr edenin arkasında namaz kılmak caiz olmaz. Çünkü o küfür üzeredir. (Nimet-i İslam)
Milel-Nihal kitabında, (Resulullah’ın şefaat edeceğine, kiramen kâtibin meleklerine ve Cennetteki rü’yete inanmayan imamın arkasında namaz kılınmayacağı Hülasa’da yazılıdır) diyor. (Seadet-i Ebediyye)
Şefaat, günahkârların affı için aracılık edip onları kurtarmak için Allah'a yalvarmaktır.
Din kitaplarında bildirildiğine göre, Peygamber efendimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” şefaati şöyle olacak:
1- Mahşerde bekleme azabından kurtaracaktır. (Makam-ı Mahmud şefaati)
2- Çok kimseyi hesapsız Cennete sokacaktır.
3- Günahı çok olan müminleri Cehennemden çıkaracaktır.
4- Sevabı ve günahı eşit olup, A’raf’ta bekleyenleri Cennete koyacaktır.
5- Cennettekilerin derecelerinin yükselmesine şefaat edecektir. (İtikadname, Berika, Şir’a şerhi)
Cehennemde kâfirlerin azabı hiç hafiflemeyecektir. Ancak bazı istisnalar vardır. Mesela şefaatle Cehennemdeki bazı kâfirlerin azabı hafifleyecektir. (Berika)
Resulullah, şefaat etmeden hiçbir peygamber şefaat etmeyecektir. Onun şefaatinden sonra Allahü teâlâ, diğer enbiyaya, evliyaya, sülehaya, şühedaya ve sıddıklara şefaat etmeleri için izin verecektir. Ravdatü'l-ulemâ'da böyle bildiriliyor. (Şir’a şerhi)
Şefaatle ilgili hadis-i şerif şeriflerden birkaçı şöyledir:
(Yüz Müslüman, bir ölüye şefaat edip cenaze namazını kılarsa, şefaatleri kabul edilir ve ölü mağfiret olur.) [Müslim, Tirmizî, Nesaî, İ. Ahmed, Beyhekî] (Bu hadis-i şerif, dünyada bile ölüye şefaatin olduğunu bildirmektedir.)
(Şirkten uzak kırk mümin, bir Müslümanın cenaze namazını kılarsa, Allahü teâlâ, muhakkak o müminlerin şefaatlerini kabul ederek, o ölüyü affeder.) [Müslim, Ebu Davud] (Bu hadis-i şerif de, ölülere şefaat ederek dua etmenin önemini bildirmektedir.)
(Gariplere ikram edin! Zira kıyamette onların şefaat hakkı vardır. Belki onların şefaatiyle kurtulursunuz.) [Ebu Nuaym] (Gariplerin de şefaat edeceği bildiriliyor.)
(Yemin ederim ki, Osman, cehennemlik olan 70 bin kişiye şefaat edip, onları kurtarır.) [İ. Asakir] (Bu şefaat de, Allah indindeki yüksek derecesini göstermektedir.)
(Rabbim ümmetimin yarısının Cennete konulmasıyla şefaat arasında beni muhayyer kıldı. Ben şefaati seçtim. Allah’a ortak koşmadan ölen her mümine şefaat edeceğim.) [Tirmizî, İbni Mace, Taberanî] (Şefaatle daha çok kimse Cehennemden ve sıkıntılardan kurtarılacağı için şefaati tercih etmiştir.)
(Cehenneme girenlerin affı için Allah’a secde ederim. O zaman “Başını kaldır, şefaatin kabul olundu” denilir.) [Taberanî] (Resulullah'ın şefaatinin yani duasının kabul olması kadar normal ne olabilir? Bunu inkâr etmekle Resulullah'ın kadrini kim düşürebilir?)
(Kıyamette Allahü teâlâ, “Melekler, peygamberler ve salihler şefaatlerini yaptılar. Bundan sonra benim büyük rahmetim kaldı” buyurur.) [Buharî]
Allahü teâlâ, yapılan bütün şefaatlerden sonra, daha çok kimseyi affedecektir. Başka bir hadis-i şerifte, (Kıyamette Allahü teâlâ, hiç kimsenin hatırına hayaline gelmeyecek şekilde müminleri affedecek, öyle çok mağfiret edecek ki, İblis bile acaba ben de affolacak mıyım diye başını kaldıracaktır) buyuruluyor. (Beyhekî)
Şefaat hakkında birkaç âyet-i kerime de bildirelim:
(Onların Allah’ı bırakıp da, taptığı putlar şefaat edemez. Ancak hak dine inanıp ona şahitlik eden kimseler şefaat eder.) [Zuhruf 86] (Putların şefaat edemeyeceği bildiriliyor. Buradan peygamberlerin, âlimlerin, şehitlerin şefaat edemeyeceği manâsı çıkarılamaz. Üstelik hak dine inananların şefaat edeceği bildirilmektedir.)
(Allah, şefaat edene ve şefaat edilene izin vermedikçe, hiç kimse şefaat edemez, şefaati fayda vermez. Kalblerindeki müthiş korku giderilince, [şefaat bekleyenler, şefaat edenlere] “Rabbiniz şefaat hakkında ne buyurdu?” diye soracaklar. Onlar [şefaat edenler] ise, “Hak olanı buyurdu [şefaate izin verdi]” diyecekler.) [Sebe 23] (Bu âyet-i kerime de şefaatin hak olduğunu bildiriyor.)
(Sadece Allah’ın dilediği ve razı olduğu kimselere şefaat etmesi için izin verilen, göklerde nice melekler vardır.) [Necm 26]
Demek ki, melekler de şefaat edecektir. Bir hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ, Cebrail aleyhisselamın şefaatiyle ümmetimden imanlı bir kişi kalmayıncaya kadar hepsini Cehennemden çıkaracaktır) buyuruldu. Ravda'da böyle diyor. (Şir’a şerhi)
Sual: Âhırette şefaat var mıdır, varsa kimler şefaat edecektir?
Cevap: Şefaat vardır ve haktır. Tövbesiz ölen müminlerin küçük ve büyük günahlarının affedilmesi için, Peygamberler, veliler, salihler, melekler ve Allahü teâlânın izin verdiği kimseler şefaat edecek ve kabul edilecektir. Peygamber efendimiz, (Ümmetimden büyük günah işleyenlere şefaat edeceğim) buyurmuştur.