Sual: (Peygamberlik, çalışmakla elde edilir) diyen oluyor. Çalışmakla peygamber olunur mu?
CEVAP
Peygamberlik, çalışmakla ve çok ibadet yapmakla ele geçmez. Yalnız Allahü teâlânın ihsanı, seçmesiyle olur. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Peygamberlik kemalleri, ancak Allahü teâlânın ihsanıyla hâsıl olur. Çalışmakla, uğraşmakla, bu büyük nimet ele geçemez. Hiçbir gayret, bu büyük nimeti ele geçiremez, Hiçbir riyazet ve mücahede, bu yüksek nimete kavuşturamaz. Evliyalık böyle değildir. Bunların başlangıcı elde edilebilir. Riyazet ve mücahedeyle hâsıl olabilir. Pek az kimseyi, çalışmadan, uğraşmadan da, vilayet nimetine [evliyalığa] kavuşturabilirler. Vilayet, Fena ve Beka demektir. Fena ve Beka da, Allahü teâlânın ihsanıdır. Çalışarak, başlangıçları elde edildikten sonra, Allahü teâlâ, dilediğini, Fena ve Beka nimetini ihsan ederek şereflendirir. Resulullah’ın Peygamber olduğu bildirilmeden önce ve ondan sonra mücahedeler yapması, bu nimete kavuşmak için değildi. Başka faydalar içindi. Hesabın az olması, insanlıkla yapılan yanlışlıkların giderilmesi, derecelerin yükselmesi, yiyip içmesi olmayan melekle konuşmakta edebi gözetmesi, Peygamberlik makamında lazım olan harikaların, mucizelerin çok olması gibi incelikler içindi. Peygamberler bu nimete, aracısız olarak kavuştu. Peygamberlerin Eshabı, onlara uydukları için, vâris oldular. Peygamberlerinin aracılığıyla bu nimetle şereflendiler. Peygamberlerden ve eshablarından sonra çok az kimse, bu nimetle şereflendi. Başkasına da, uymakla, vâris olmakla bu nimet ihsan edilebilir. (1/301)
Peygamberlik, çalışmakla elde edilmez
Sual: Allahü teâlânın gönderdiği Peygamberlerin hepsi aynı derecede, aynı yükseklikte midir ve Peygamberlik nasıl elde edilir?
Cevap: Yeni bir din getiren Peygambere Resûl denir. Yeni din getirmeyip, insanları, önceki dine davet eden Peygambere Nebi denir. Emirleri tebliğ etmekte ve insanları, Allahü teâlânın dinine çağırmakta, Resûl ile Nebi arasında bir ayrılık yoktur. Peygamberlere iman etmek, aralarında hiçbir fark görmeyerek, hepsinin sadık, doğru sözlü olduğuna inanmak demektir. Onlardan birine inanmayan kimse, hiçbirine inanmamış olur.
Peygamberlik; çalışmakla, açlık, sıkıntı çekmekle ve çok ibadet yapmakla ele geçmez. Yalnız Allahü teâlânın ihsanı, seçmesi ile olur. Allahü teâlâ, insanların dünyadaki ve ahiretteki işlerinin düzgün, faydalı olması, zararlı işlerden koruyup, selamete, hidayete, rahata kavuşmaları için, Peygamberler vasıtası ile dinler göndermiştir. Allahü teâlâ, Peygamberlerin doğru söylediklerini göstermek için, Onları mucizelerle kuvvetlendirdi. Hiç kimse bu mucizelere karşı gelemedi. Peygamberi kabul edip inanan kimseye, o Peygamberin Ümmeti denir. Kıyamet gününde, ümmetlerinden, günahı çok olanlara şefaat etmeleri için izin verilecek ve şefaatleri kabul olacaktır.