Bırakılan mallar, acep kimlere,
Kalacak diye, düşünmek yok mu?
Kader böyledir, dünyaya gelen,
Ölecek diye, düşünmek yok mu?
Artık ak düşmüş siyah saçına,
Tevbe et gizli açık suçuna!
Çok yaşayan da, kabrin içine,
Girecek diye düşünmek yok mu?
Ölmeden önce, gerçeği tanı!
Kurutacaklar damarda kanı,
Ecel gelince, bu tatlı canı,
Alacak diye, düşünmek yok mu?
Fâni dünyada kapılma kibre!
Vakti gelince, duracak ibre,
Yılan, çıyan ve böcekler kabre,
Dolacak diye, düşünmek yok mu?
Ecel dinler mi, hiç seni beni,
Toprağa sokar, o nazik teni,
Sonunda herkes cepsiz kefeni,
Giyecek diye, düşünmek yok mu?
Görmez gözümüz, susar dilimiz,
Mahşerde nasıl olur hâlimiz,
Kral olan da, kabre kimsesiz,
Varacak diye, düşünmek yok mu?
Gel kardeş, çevir Hakk’a yüzünü!
Yabana atma âlim sözünü!
İsyankâr olan, bir gün dizini,
Dövecek diye, düşünmek yok mu?
Hoca der, durma kurtuluş ara!
Günahın çoksa, atarlar nâra,
Belki mahşerde yüzümüz kara,
Olacak diye düşünmek yok mu?