Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Herkesi terbiye eden biri vardır. Ya ana babası veya hocası. Resulullah efendimiz de, (Beni Rabbim terbiye etti) buyuruyor. O hiçbir mümine sert bakmamıştır. Hakaret sayılabilecek bir söz söylememiştir. Kâfirlere en sert söz olarak, (Bilmiyorlar, bilseler böyle yapmazlardı) buyurmuştur. Herhangi bir şey istendiği zaman, yok dediği vaki olmamıştır. Varsa vermiş, yoksa susmuştur. Hiçbir kimse, hiçbir bakımdan, hiçbir şekilde Onun zerresi olamaz. Allahü teâlâ, Onu en mükemmel bir şekilde yaratmıştır. Hırka-i şerifin kokusu asırlardan beri sürüyor. Kokluyoruz, kokluyoruz, gitmiyor. Herhangi bir koku sürülmüş değil.
Allah bir kulunu aziz ederse, kimse onu zelil edemez. Allah’ın zelil kıldığını da kimse aziz edemez. O âlemlere rahmettir. Onun ahlâkı, Kur’an ahlâkıydı. Yani, her işi Allahü teâlânın rızasına uygundu.
Öksüzün bayram sevinci
Bir bayram günü Peygamber efendimiz evinden çıkmış, mescide gidiyordu. Yolda bayram sevinci içinde oynayan çocuklara rastladı. Hepsi bayramlık yeni elbiseler giymiş, sevinç içinde sağa sola koşuyorlardı. İçlerinde zayıf ve çelimsiz bir çocuk vardı. Eski ve yırtık elbiseleri içinde, melul ve mahzun bir kenara çekilmiş, neşe ve sevinç içinde oynayan çocuklara bakıyordu. Peygamber efendimiz bu çocuğa buyurdu ki:
— Yavrum, niye arkadaşlarınla gülüp oynamıyorsun da, bir kenara çekilmiş böyle duruyorsun?
Çocuk kim olduğunu bilmeden dedi ki:
— Ben hem öksüzüm, hem de yetimim. Babam, şehit oldu. Annem başka biriyle evlendi.
Peygamber efendimiz çocuğun elinden şefkatle tuttu. Sevgiyle saçlarını okşadı.
— Yavrum, ister misin ki, Resulullah baban, Aişe annen, torunları Hasan ile Hüseyin de kardeşin olsun?
Yetim yavru, karşısındaki şefkat dolu, nur yüzlü insanın Peygamber efendimiz olduğunu anlayınca sevinçle dedi ki:
— Ya Resulallah, nasıl istemem?
Efendimiz aleyhisselam çocuğun elinden tutarak evine götürdü. Yedirip, içirip, yeni elbiseler giydirdi. Çocuklar onu tanıyıp etrafına toplandılar. Durumundaki değişikliği görüp sordular:
— Nedir sendeki bu hâl?
Yetim çocuk başından geçenleri anlattı. Diğer çocuklar, bu yetim yavrunun Peygamber efendimiz tarafından evlatlığa alındığını duyunca:
— Keşke bizim babalarımız da, o savaşta şehit düşselerdi de, bizi de Resulullah evlatlığa alsaydı, dediler.