Sual: Ehl-i beyt ve Eshâb-ı kiram diye kime denir, bunların her ikisini de sevmek gerekir mi ve bunlar birbirlerini sevmişler mi idi?
Cevap: Peygamber efendimizi hayatta ve Peygamber iken bir an gören, eğer âmâ ise, bir an konuşan, büyük veya küçük, her mümine Sâhib veya Sahâbî, birden fazlasına yani çoğuna ise Eshâb yahut Sahâbe denir. Hazret-i Ali ile hazret-i Fatıma’ya ve bu ikisinin çocuklarına, bütün torunlarına Ehl-i beyt denir. Eshâb-ı kiram ve Ehl-i beyt hakkında, Eshâb-ı kiram kitabında deniyor ki:
Ehl-i beyti sevmek, ahirete iman ile gitmeye, son nefeste, selamete kavuşmaya sebep olur. Peygamber efendimiz;
(Ehl-i beytim, Nuh aleyhisselamın gemisi gibidir. Onlara tabi olan, selamet bulur. Geri kalan helak olur) buyurdu.
Ehl-i beytin fazileti, üstünlüğü pek çoktur, saymakla bitmez. İmam-ı Şâfi hazretleri, ehl-i beytin fazileti hakkında;
“Ey Ehl-i beyt-i Resûl! Sizi sevmeyi, Allahü teâlâ, Kur’an-ı kerimde emrediyor. Namazlarında size dua etmeyenlerin namazlarının kabul olmaması, kıymetinizi, yüksek derecenizi gösteriyor. Şerefiniz ne kadar büyüktür ki, Allahü teâlâ, Kur’an-ı kerimde sizleri selamlıyor” buyurmuştur.
Ehl-i beyti sevmek, her mümine farzdır. İyi düşünemeyen bazı kimseler, burada yanılıyor. Sevmek için sevgilinin düşmanlarını sevmemek lazımdır diyorlar. İctihadları gereği Ehl-i beyt ile muharebe etmiş olan hazret-i Âişe'yi, hazret-i Muâviye'yi, hazret-i Talha'yı ve hazret-i Zübeyr'i, Ehl-i beyte düşman sanarak, bu büyük insanlara düşmanlık ediyorlar. Halbuki Peygamber efendimiz, Eshâb-ı kiram hakkında;
(Eshâbım gökteki yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayet bulursunuz!) buyurmuştur.
Âyet-i kerimelerden ve hadis-i şeriflerden anlaşılıyor ki, Eshâb-ı kiram ile Ehl-i beyt arasındaki o muharebeler, dünya hırsından, mevki ve şöhret sevgisinden değil, ictihad ayrılığından idi. Muharebe etmek değil, anlaşmak için karşı karşıya gelmişlerdi. Abdullah bin Sebe Yahudisinin ve arkadaşlarının hilesi ile harbe yol açılmıştı. Eshâb-ı kiramın hepsi, Ehl-i beyti seviyordu. Buna inanmayanlar, âyet-i kerimelere ve hadis-i şeriflere inanmamış olur. Âyeti kerime ve hadis-i şerifler gösteriyor ki, Eshâb-ı kiram, Ehl-i beytin sevgisini, imanlarının sermayesi edinmişlerdi.