Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, saf ve ihlâslı insanları affediyor, ama şeytan gibi kibirli olanları affetmiyor. Kibir, şirke giden yolun başlangıcıdır. Allahü teâlâ, (Her günahı affederim, şirki affetmem!) buyuruyor. Kibir şirke götürdüğü için de, (Kibirleneni acımadan ateşe atarım!) buyuruyor.
Mümin, boynu bükük insandır. İbadet de etse, günah da işlese, müminin şiarı, boynunu bükmesidir. Hattâ Cafer bin Sinan hazretleri, (Günah işleyenlerin, boynunu bükmesi, ibadet edenlerin göğsünü kabartmasından daha iyidir) buyuruyor. Biz ancak, boğulmak üzere olan bir insan gibi yalvarıp yakaracağız ki, bize himmet eli uzatılsın. Yoksa, (Ben rahatım, bana bir şey lazım değil) diyene niye yardım edilsin?
Allahü teâlânın kudreti varken, başka birinin kudretine güvenmek, Onun yaratması varken, başkasından medet ummak kulluğa yakışmaz.
Bir günaha müptela olan Müslüman, günahkâr olsa da, suçunu kabul eder. Tevbe etmemişse, affa ve şefaate de kavuşmamışsa, bu günahı yüzünden Cehenneme gitse dahi, orada sonsuz kalmaz. Fakat kâfirlerin ibadet olarak yaptıklarını beğenip, bunları din kabul eden bir kişi, Allahü teâlânın emrini beğenmediği, inkâr ettiği için, Cehennemde sonsuz kalır.
Mesela şeytan, yani İblis, secde emrine uymayarak suç işledi. Ama asıl ebedî ateşte yanacak olması, Allahü teâlânın bu emrini beğenmemesi yüzündendir. (Yâ Rabbî, o çamurdan, ben ateşten. Ben daha kıymetliyim) dedi. Kendisi meleklere hocalık yapmış, çok ibadet etmişti. Bundan ve ateşten yaratılmış olmasından dolayı kibirlenerek, Allah’ın emrini beğenmedi. Bugün secde etmeyen Müslümanlar çoktur, ama yine imanları vardır, kâfir değildir. Çünkü yaptıklarının yanlış olduğunu bilirler. Ama İblis, secde etmediği için değil, secde emrini beğenmediği için mürted oldu. Aynı şekilde namazı vazife tanımayan da, böyle kâfir olur.
Dolayısıyla, Cenab-ı Hakk’ın emrettiği bir şeyi yapmamak ve yasak ettiği bir şeyi yapmak, günahtır, affedilebilir. Ama emirleri ve yasakları beğenmemek küfürdür. O hâliyle ölürse, affedilme ihtimali yoktur.
Günümüzde bunları anlatan da, pek kalmadı. Din adına bile, çiçekten, böcekten bahsediliyor. Müslümanların çoğu, imanın esaslarını, doğru itikad bilgilerini, farzları, haramları, namazın önemini bilmiyor. Asıl bunların üzerinde durmalı, bu bilgileri doğru anlatan kitapların ve yayınların yayılmasına çalışmalıdır.