Rahmetli Enver Ağabey anlatıyor:
Üniversitede okurken üç dört iş birden yapıyordum. Hem ev geçindireceksin, hem kardeşlerine bakacaksın, hem onları evlendireceksin, kolay değil. Şimdiki üniversite talebelerine bakıyorum da, bir elleri yağda, bir elleri balda. O zaman bir eczanede çalışıyordum. Namaz kılmak için kartondan bir seccadem vardı. Namaz kıla kıla eskimişti. Yakmaya, atmaya kıyamadım. Ne de olsa kıyamet günü namaz kıldığıma şahitlik edecek. Sonunda onu sardım ve bağladım, nasıl şehidler denizde iken denize bırakılıyor ise, ben de onu denize bıraktım.
Bir gün bir arkadaş geldi, (Ben hanımımla geçinemiyorum, boşamaya kararlıyım) dedi. Baktım nasihat dinleyecek hâlde değil. Başımı iki elimin arasına alıp, tefekkür ediyormuşçasına biraz bekledim. Sonra gözlerimi açıp, (Sen şimdi boşamayı değil, kendi durumunu düşün! Allahü teâlâ bilir, ama bana öyle geliyor ki, senin bir ay ömrün ya var, ya yok. Ben sana hakkımı helâl ettim, sen şimdi git, kendi başının çaresine bak, âhirete hazırlan) dedim. Bu arkadaş, ölümü duyunca, birden değişti. Hattâ öyle bir yumuşamış ki, hanımına hakkını helâl et demiş. Herkesle helâlleşmiş, gün saymaya başlamış. Hanımı da bu işe çok şaşırmış... Aradan bir ay geçtikten sonra geldi. (Ben hâlâ ölmedim) dedi. (Ne ölümü?) dedim. Tabiî unutmuştum. (Siz böyle söylemiştiniz) dedi. (Kardeşim, ben senin ne zaman öleceğini ne bileyim, gaybı Allah bilir. Ama şunu unutma, ölüm var, bir gün gelecek. Gördün mü, ölümü düşünen, başka şey düşünemez) dedim. Sonra evlilikleri devam etti, iki çocukları oldu. (Nasihat olarak ölüm yeter) hadis-i şeriftir. Hiç ölünün diri ile kavga ettiği görüldü mü? O hâlde bir tarafın ölü olması lazım ki kavga olmasın!
Bize er lazım. Onbaşı, çavuş olmaya çalışmamalı. Er, yiğit anlamına da gelir. Askerlikte de rütbesiz askere denir. Rütbesi olmadığı için kibirlenemez. Merhum Hocamız, (Bize çavuş değil, er lazım) buyurdu. Peki diyen kazanır. Peki diyen rahat eder.
Kurtulmanın çaresi, aklını, nefsini aradan çekmek, yok olmaktır. Yok olan, adam olmuştur. Var olan, adam olamamıştır. Yok olmanın çaresi de peki demektir. Peki diyen yok olur, hayır diyen mahvolur. Var olan, hem kendini, hem etrafını yok eder. Yok olan, hem kendini hem etrafını kurtarır.
Bir Müslüman kardeşimizin ismini duvara yazsalar, ceketimizin önünü iliklemeliyiz. Kendisine değil, ismine bile böyle hürmet etmeli. Mü’minin, mü’minle karşılaşınca yaptığı dua kabul olur.