Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İnsan, iki şekilde Müslüman olur:
1- İhsan-ı ilahi ile: O kulun hiç haberi yoktur. Bir duası, bir talebi de yoktur. Cenab-ı Hak onu seçer, İmam-ı Rabbânî hazretleri gibi sevdiği bir kulunu tanıttırır ve kurtarır.
2- Adalet-i ilahî ile: Kul talep eder, (Yâ Rabbî, beni kurtar! Bana razı olduğun yolu nasip et!) diye dua eder. Allahü teâlâ böyle talep edeni muhakkak kurtarır. Bu da adaletindendir. Mutlaka ona hidayet verir, Müslüman yapar. O kulun Müslüman olabilmesi için, ya karşısına sevdiği bir kulunu veya bu büyüklerin kitaplarından bir kitap çıkarır, yahut ona hoş gelecek başka bir vesileyle onu hidayete erdirir. Nitekim, sadece ezanı duyup, Kur’an-ı kerimi dinleyip, Müslüman olanlar çoktur.
Bir kâfir, Kelime-i şehadet getirip Müslüman olduğu anda, Allahü teâlâ onun bütün günahlarını affeder. O artık melek gibi, tertemiz bir insan olur. Ondan sonra mesuliyet başlar. Dinini öğrenmesi ve öğrendiklerini yapması icap eder. Yapılacak birinci iş, Ehl-i sünnet itikadını öğrenip doğru şekilde iman etmektir.
Bir kimse, annesini babasını görerek Müslüman olduğu hâlde, İslamiyet’i öğrenmezse büyük günaha girer. Bu büyük günaha devam ettiği için de, Allah korusun, sonunda küfre kadar gider. Demek ki, Müslüman evladı da olsa, müşrik ana babanın çocuğu da olsa, müminin gerçek imana kavuşması, doğru iman ve ibadet bilgilerini öğrenmesine bağlıdır. Nitekim, Kur’ân-ı kerimde mealen, (Ey Allah’a iman edenler, Allah’a ve Peygamberine iman ediniz) buyuruluyor. Burada Cenab-ı Hak, hem (İman edenler) diye hitap ediyor, hem de (İman ediniz) buyuruyor. Bunun mânâsı, (Anadan babadan öğrendiğiniz, kulaktan duyma bilgilerle edindiğiniz bu taklidî imanınızı, şimdi okuyup öğrenerek kuvvetlendiriniz. Aksi hâlde, taklidî olarak elde ettiğiniz iman, sizi kurtarmaz. Hafif bir rüzgârın mumu söndürmesi gibi, bir söz veya bir olay, o imanı, birden söndürebilir) demektir.
Onun için, kişi, dinini araştırıp öğrenmelidir. Araştırmaya meyledince, Allahü teâlâ, mutlaka onun karşısına, çok sevdiği kullarını çıkarır. Onlarla dost eder ve artık iman o kimsenin kalbinden sökülüp atılmaz.