Sual: (Bir mümini kasten öldürenin cezası, içinde temelli kalacağı Cehennemdir) âyeti ile (Bize [Müslümana] silah çeken bizden değildir) hadisine göre de, Hazret-i Ali ile savaşan bütün Eshab kâfir değil midir? Bunun gibi, (Ankara Savaşı’nda, Osmanlı sultanı Yıldırım Bayezid’in askerlerini öldüren Timur ve askerleri kâfirdir) diyenler oluyor. Timur han Müslüman değil miydi? Eshab-ı kiramın tamamı cennetlik olduğuna göre, savaşanlara kâfir demek yanlış değil mi?
CEVAP
Böyle söyleyenler İbni Sebecilerdir. Onlara itibar edilmez.
Önce âyet-i kerimenin, sonra hadis-i şerifin İslam âlimleri tarafından nasıl açıklandığına bakalım:
Adam öldürmek, zina etmek ve şarap içmek, birer büyük günahtır, fakat günaha kâfirlik denmez. Çünkü Ehl-i sünnet itikadında, amel imandan bir parça değildir, yani günah işleyene kâfir denmez. Bir hadis-i şerif:
(Cebrail aleyhisselam, “Allah’a şirk koşmadan ölen Cennete girecektir” dedi. Ben “hırsızlık yapsa, zina etse de mi?” dedim “Evet” dedi. Üç kere sordum, yine “Evet şarap içse de” dedi.) [Buhârî, Müslim, Tirmizî, İhya]
Ebü-d-derda hazretleri, (Ya Resulallah, zina ve hırsızlık eden de, şefaate kavuşacak mıdır?) diye sual edince, cevabında, (Evet, zina ve hırsızlık edene de şefaat edeceğim) buyurdu. İmanla ölen herkes, er geç Cennete girer. (İhya)
Bir Müslümanı, sırf Müslüman olduğu için öldürmek küfürdür. Yoksa alacak davası yüzünden veya parasını almak gibi dünyalık başka bir sebeple öldürmek küfür olmaz. Hiçbir günah küfür yani kâfirlik değildir. Müslüman olduğu için bile öldürülse, pişman olunca, yine Allah bütün günahları affeder. En azılı kâfiri bile affeder, hattâ bütün günahlarını sevaba çevirir. Kâfirliği de, şirki de affeder, yeter ki tevbe ederek ölsün. Tevbe edince, anadan doğduğu günkü gibi temiz Müslüman olur. (Şirki affetmez) demek, (Kâfir olarak müşrik olarak öleni affetmez) demektir. Yani kâfirler âhirette affa uğramayacaktır. (Feraid)
(Bize silah çeken bizden değildir) demek, (Müslümana Müslüman olduğu için silah çekip, onu öldürmek küfür olur. Fakat başka bir sebeple Müslümanla dövüşmek, savaşmak küfür değildir. Eshab-ı kiram arasında savaşlar ve Timur Han’ın, kendisi gibi Müslüman sultanlarla savaşması böyledir. İki tarafa da kâfir denmez. Çünkü Hucurat sûresinin, (Müminlerden iki fırka birbiriyle savaşırsa, aralarını bulun) mealindeki 9. âyet-i kerimede, savaşan iki tarafa da mümin denmekte ve devamındaki, (Müminler, elbette kardeştir. Kardeşlerinizin arasını bulun!) mealindeki onuncu âyeti, her iki tarafın mümin olduklarını açıkça bildirmektedir. Nisa sûresinin, (Allah, şirki elbette affetmez, şirkten [imansızlıktan] başka günahlardan dilediklerini affeder) malindeki 48. âyeti hangi günah olursa olsun, küfür olmadığını, affedilebileceğini göstermektedir Bir başka âyet-i kerime meali:
(De ki, ey çok günah işleyerek haddi aşan kullarım, Allah’ın rahmetinden [bizi affetmez diye] ümidinizi kesmeyin! Çünkü Allah, bütün günahları hiç şüphesiz affeder. Elbette O, sonsuz mağfiret ve nihayetsiz merhamet sahibidir.) [Zümer 53]
İki Müslümanın savaşması elbette çok kötü bir şey ki, Resulullah efendimiz, Müslümanların birbirleriyle savaşmaması için dua etmiştir. Bir hadis-i şerif:
(Rabbimden, ümmetimin umumi bir kıtlıkla ve suda boğularak helâk olmamasını diledim, kabul etti. Ümmetimin birbirleriyle savaşmamalarını da talep ettim, ama bunu kabul etmedi.) [Müslim]
Görüldüğü gibi Müslümanların birbirleriyle savaşmaları Allahü teâlânın bir takdiri olup, farklı ictihaddan meydana gelen bir husustur. Farklı ictihad günah değildir. (Redd-i Revafıd)