Sual: Azgın mezhepsizlerden biri, Taha sûresinin, (O gün Rahman olan Allah’ın izin verdiği ve sözünden hoşlandıklarından başkasının şefaati fayda vermez) mealindeki 109. âyetini yorumluyor, (Benim görüşüme göre, bu âyet, şefaatin olmadığını gösteriyor. Allah, bir kimseden hoşlanmışsa, o zaten kurtulmuştur. Onun şefaate ne ihtiyacı vardır?) diyor. Bu azgın adam, şefaatle ilgili âyetleri inkâr mı ediyor?
CEVAP
(İnkâr etmiyorum) derse, şu âyet-i kerime için ne diyor?
(Sadece Allah’ın dilediği ve razı olduğu kimselere şefaat etmesi için izin verilen, göklerde nice melekler vardır.) [Necm 26]
(Melekler, Allah’ın razı olduğu kimselere şefaat edecek) deniyor. Hâşâ, Allah'ın yalan söylediğini mi sanıyor? Değilse niye (Şefaat yok) diyor?
Bir de, (Allah'ın hoşlandığı, razı olduğu kimsenin şefaate ihtiyacı yok) diyor. O zaman Allahü teâlâ, niye (Şefaat var) diyor?
Şefaatler sadece Allah'ın razı olduğu kimseleredir, razı olmadığı kâfirlere şefaat olmaz. Allahü teâlâ, müminin imanından razı, kâfirin küfründen razı değildir. Bir âyet-i kerime meali:
(O gün zalimler [kâfirler] için, müşfik bir dost, sözü dinlenecek şefaatçi de yoktur.) [Mümin 18]
Bu âyet-i kerime de gösteriyor ki, kâfirlere şefaat yoktur. Şefaat, müminleredir. Hattâ Cennete giren müminlere, yani razı olduklarına da şefaat edilecektir. Peygamber efendimizin şefaati şöyle olacak:
1- Mahşerde bekleme azabından kurtaracaktır.
2- Çok kimseyi hesapsız Cennete sokacaktır.
3- Günahı çok olan müminleri Cehennemden çıkaracaktır.
4- Sevabı ve günahı eşit olup, A’raf’ta bekleyenleri Cennete koyacaktır.
5- Cennettekilerin derecelerinin yükselmesine şefaat edecektir. (İtikadname, Berika, Şir’a şerhi)
Şefaati Mutezile fırkası inkâr ettiği için, bu sapık da onları savunmak maksadıyla yanlış yorumlar yapıyor.
Peygamber efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem", bu âyetleri nasıl açıklamış? Şefaat hakkında ne buyurmuş? Bu mezhepsiz, niye Peygamber efendimizden hiç bahsetmiyor? En sağlam hadis kitaplarında Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Her peygamberin, müstecab [kabul olan] bir duası vardır. Ben o duamı, ümmetime şefaat etmek için âhirete bıraktım. Ümmetimden şirk üzere ölmemiş olan herkese şefaat edeceğim.) [Buhârî, Müslim, Tirmizî, Muvatta]
(Bütün peygamberler şefaat edecektir.) [Buhârî]
(Kıyamette ilk şefaat eden ben olacağım.) [Müslim]
(Kıyamette “Ya Rabbi, zerre kadar imanı olanı Cennete koy!” diyeceğim. Hepsi şefaatimle Cennete girecek.) [Buhârî]
(Eshabımı kötüleyenden başka, herkese şefaat edeceğim.) [Buhârî]
(Kıyamette Allahü teâlâ, “Melekler, peygamberler ve salihler şefaatlerini yaptılar. Bundan sonra benim büyük rahmetim kaldı” buyurur.) [Buhârî]
Dört mezhebin imamı, bütün müfessirler, muhaddisler ve fakihler, şefaatin hak olduğunu bildirmiştir. Bütün âlimlerin en büyüğü olan İmam-ı a’zam hazretleri, (Peygamberler, âlimler ve salihler, günahkârlara şefaat edecektir) buyurdu. (Fıkh-ı ekber)
Ehl-i sünnet âlimleri içinde, şefaati inkâr eden tek âlim yoktur. Olması da mümkün değildir.
Görüldüğü gibi, bu azgın, âyetleri, hadisleri ve bütün Ehl-i sünnet âlimlerini yalancı çıkarma gayreti içindedir.