Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
(Fitne uykudadır, uyandırana Allah lanet etsin) hadis-i şerifi, fitnenin tehlikesini, fitneye sebep olmanın haram olduğunu bildirmektedir. Fitne çıkarana bir zarar gelmese veya o bu zarara razı olsa bile, söylenen o sözle, yapılan o hareketle Müslümanlar zarar görürse, vebali ağır olur. Çünkü Peygamber efendimiz, ona lanet ediyor.
İmam-ı Rabbani hazretleri, (Yapılacak bin iyilik, bir kötülüğe sebebiyet vermemeli) buyuruyor. Dinimize hizmet ederken buna çok dikkat etmeli. Zarardan, kötülükten korunmak, menfaat sağlamaktan önce gelir. Bir düşman kazanmak, bin dost kazanmaktan kötüdür. Bir fitneye sebep olmak, bin iyilik yapmaktan kötüdür. O hâlde, fitneye sebep olmadan, düşman kazanmadan, sertlikten uzak kalarak, daima yumuşaklıkla hizmet etmeli. Malı alıcısına satmalı. Talip olmayana, o işten anlamayana bir şeyler anlatarak tepkiye sebep olmamalı. Hadis-i şerifte, (Ehli olmayana ilim öğretmek, domuza inciden gerdanlık, kolye takmaya benzer) buyuruluyor. Bilmeyene, istemeyene, tepki verecek olana, dinden bahsetmek böyledir, fitneye de sebep olur.
Peygamber efendimiz, (İnsanlara, akılları derecesinde konuşun!) buyurmuştur. Bir bedevi, Resulullah’a gelerek, (Bana İslamiyet’i anlat, aklıma yatarsa inanırım) deyince, ona, (Bu dinin temeli iki şeydir: Allahü teâlânın bütün emirlerine ve yasaklarına hürmet etmek, beğenmek ve Onun bütün mahlûklarına acımak, şefkat göstermektir) buyurdu.
Emr-i maruf yaparken fitneye sebep olacaksa, susmalı, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını verip geçmeli. O büyüklerin sözleriyle kurtulamayan, bizim sözümüzle mi kurtulacak?
Sözlerimize, hareketlerimize dikkat etmeliyiz. Dosta da, düşmana da, güler yüz, tatlı dil göstermeliyiz, hiç kimseyle münakaşa etmemeliyiz.
Çok şey konuşanın aklının az olduğu anlaşılır. Hiçbir yerde, hiçbir kimseye lüzumsuz söz söylememeli. Hep düşünerek konuşmalı. Hele münakaşa, zararlı ve yasaktır.
İnsanlar, bir kendileri için yaptığı ibadetlerden, bir de sebep oldukları şeylerden dolayı hesaba çekilecektir. Sebep oldukları şeyin hesabı, çok daha ağırdır. Çünkü büyükler, (Öyle yaşayın ki, sizin yüzünüzden biri Cehenneme gitmesin, yoksa sizi de götürür) buyuruyorlar.