Sual: İslam demokrasisi veya İslam liberalizmi demek doğru olur mu?
CEVAP
Demokrasi kelimesi, Yunanca dimokratia [dimos, (halk topluluğu) + kratia (iktidar)] kelimesinden türemiştir. Halkın iktidarı demektir. Türkçeye, Fransızca démocratie kelimesinden geçmiştir.
Demokrasi halkın idaresidir. Halk iyi ise, iyi insanların idaresi de iyi olur, halk kötü ise, idaresi de kötü olur.
Demokrasi, sosyalizm, komünizm, kapitalizm gibi bir idare şekli değildir. Onun için demokrasi iyidir veya kötüdür demek yanlış olur. Her ülkede demokrasiler farklıdır. Eğer bu İslâmiyet'e uygun bir halk idaresi ise, ona İslam demokrasisi demenin hiç mahzuru olmaz. Ama İslam sosyalizmi, İslam komünizmi denmez. Çünkü o sistemlerin kendisi bozuktur. Fakat saltanat, padişahlık, emirlik gibi şeylere de, demokrasi gibi iyi veya kötü denmez. İdarenin iyiliğine veya kötülüğüne bakılır. İslâmiyet'e aykırı ise, İslami idare denmez. İslâmiyet'e uygunsa İslami idare demenin mahzuru olmaz.
Liberal ekonomi sistemi de böyledir. Dine uygunsa İslam liberalizmi veya İslam ekonomisi demenin mahzuru olmaz.
Kapitalist bir ekonomi ise, ona İslam ekonomisi denmez. Liberal ekonominin dine aykırı olanlarına İslam liberalizmi denmez. Ölçü, iyi veya kötü, dine uygun olup olmamasıdır.
Suçu, yanlışlığı kelimede aramamalıdır. İyi veya kötü olması onun idare şeklindedir. Ekonomi kelimesi de Fransızcadır. (İslam iktisat sistemi demek doğru, İslam ekonomi sistemi yanlıştır) denmez. Bir sistemi yabancı bir kelimeyle söylemek, o sistemin kötü olmasını gerektirmez.
Batı kökenli diye imparator kelimesine de karşı çıkılıyor. (Osmanlı hiçbir zaman imparatorluk değildi) diyenler oluyor. Kelime üzerinde bu kadar fazla durmak yanlıştır.
Çobanın oyu
Sual: Demokrasi havarisi kesilen bir ateist, (Çobanın oyu ile profesörün oyu aynı olmaz. Onun için çobanların oylarıyla iktidara gelmek legal olmadığı gibi, sandık da her şey demek değildir. Cahil halkın oylarıyla gelenlerin, darbelerle düşürülmeleri legal olur) diyerek çelişkiye düşüyor. Dinimizde bu oy işi nasıldır?
CEVAP
Önce şunu söyleyelim: Ateist sözünde samimi değildir. Çünkü onlara göre, ateist bir çoban, imanlı bir profesörden üstündür. Yine onlara göre, ateist olmayan, profesör de olsa aptaldır. Onlarda tahsil, bilgi değil, dinsizlik ölçüdür. Demokrasiye, millî iradeye inanmalarında da samimiyet yoktur. (Demokrasiyi savunuyoruz) dedikleri hâlde, sandıktan kendilerine muhalif olanlar çıkınca, (Sandıktan çıkmak her şey değildir) diyecek kadar, demokrasiye, millî iradeye, meydan okurcasına ters düşerler. Bunların demokratik özgürlük dedikleri şey, kendileri içindir. Kendileri yakıp yıkma özgürlüğü isterler. Başkalarının normal yürüyüşlerine, düşündüklerini söylemelerine bile tahammülleri olmaz. Karşıdaki bir şey söylese, ona sözle cevap vermek yerine kavgaya girip, çene kırıp, göz patlatırlar. Yani bütün özgürlükler kendilerinindir, başkalarının faydalanmasını istemezler.
Özgürlük ve demokrasi havarileri, hürriyet düşmanıdır. Açılma özgürlüğünü savundukları hâlde, kapanma hürriyetine düşman kesilirler. Mertçe konuşmazlar. (Biz de Müslümanız, dedemiz de hacca gitti, ninemiz de örtülü) derler, fakat Müslümanlığın birer emri olan kapanmaya, içki içmemeye, namaz kılmaya irtica; Müslümanlığın emirlerini uygulayanlara yobaz derler. Zinadan kaçan Müslümanlara, (Namus iki bacak arasında değil, kalbde olmalı) diyerek zinayı meşrulaştırmaya çalışırlar.
Demokrasi düşmanlarının egemen olduğu dönemlerde bunlar, adına (Müslümanlığı yıkma faaliyetleri) demeyip, (İrticayı önleme çalışmaları) diye örgütler kurmaya çalışmışlardı. Tek hedefleri İslamiyet’i yıkmaktır. Bunun için de, her zaman provokatörlük yapmaya çalışırlar, tahriklere başvururlar, ortalığı karıştırırlar. Müslümanlar, onların bu oyunlarına gelmemelidir.
Şimdi dinimizde, oy vermenin durumunu bildirelim: İslamiyet’te oy durumu ile bugünkü oy durumu kıyaslanamaz. Dinimizde istişare, herkesle değil, o işin ehli ile yapılır. Takva ve ilim sahibinin oyu hepsinden üstündür. Takva sahibi bile olsa, günümüzdeki binlerce insanın oyu, ilim sahibi bir İmam-ı Gazalî hazretlerinin oyuyla ölçülemez.