Aradığınız kelime sarı renk ile işaretlenir.
Yazı boyutu     
 
Ticaretin kuralı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Müşteriye gittiğimiz zaman, müşteriye bir şey vereceğimiz veya ona bir şey anlatacağımız zaman, kendimizi onun yerine koymalıyız. Ona nasıl faydalı olacağımızı düşünmeliyiz, verdiğimiz ürünün mutlaka iyi olduğuna, yaptığımız hizmetin mutlaka onun lehine olduğuna, önce kendimiz inanmalıyız.

Ahir zamandayız. İnsanlar artık kime, neye inanacaklarını şaşırdılar. Toplumda doğruluk, mertlik yok gibi. Bu ikisine sarılırsak, başarılı oluruz, ama herkese uyarsak, herkesin yaptığını yapmaya kalkarsak, kaybetmeye mahkûm oluruz, herkesten bir farkımız kalmaz. Farklılık inançta, dürüstlükte, insanları Allah için çok sevmektedir, çünkü Allahü teâlânın yarattığı insanın karşısındayız, eften püften bir şeyin karşısında değiliz. Onun gözünü, kulağını, burnunu, kalbini yaratan, ona o güzelliği veren yüce Allah hakkı için, o mümin sevilmez mi? İşte bugün dünyada kaybolan şey, karşılıklı güven ile bundan kaynaklanan sevgi ve başarıdır. Peki, ne kaldı geriye? Karşılıklı, güç kuvvet kullanımı kalmıştır. Sen bu kadar güçlüysen, ben de bu kadar güçlüyüm deniyor, hâlbuki dünyada insandan daha âciz ne var ki?

Helal olmak şartıyla, rızkın onda dokuzu ticarettedir, çünkü insanın elbisesinde, düğmesinin bir ipliği haram olsa, bu elbise ile kılınan namaz kabul olmaz. Yani bizim dinimiz, başkasının hakkı bize geçmesin diye, çok sevab kazanmaktan önce, kötülükten çok sakınmayı emrediyor. Müşteri velinimetimizdir, müşteri daima haklıdır, biz daima haksızız, çünkü hak ondadır. Alın teriyle kazandı, zorla kazandığı parayı bize veriyor, biz de ona bir ürün veriyoruz. O halde üründe bir bozukluk, yanlışlık varsa sorumluluk bize aittir.

Ticaretin kuralı, dürüstlüktür, kul hakkından korkmak, aldatmamak ve aldanmamaktır. Aldatmak ne kadar günahsa, aldanmak da o kadar günahtır. Aldatmak, aldanmaktan daha kötüdür. Aldanırsak yine bir hak geçer, onu günaha sokmuş ve onun Cehenneme gitmesine sebep olmuş oluruz. İmam-ı Gazali hazretleri de buyuruyor ki:
Fakirlerin malını fazla parayla almalı, onları sevindirmeli, fakat zenginden mal alırken aldanmak sevab değildir, kötüdür. Malı zayi etmektir. Pazarlık edip ucuz almak gerekir. Hazret-i Hasan ve hazret-i Hüseyin, her aldıklarında pazarlık eder, ucuz almaya uğraşırlardı. Kendilerine, (Bir günde birçok sadaka veriyorsunuz da, bir şey satın alırken niçin uzun pazarlık ederek yoruluyorsunuz?) dediklerinde, (Verdiklerimizi Allah rızası için veriyoruz, ne kadar çok versek yine azdır, fakat alışverişte aldanmak, aklın ve malın noksan olmasındandır) buyururlardı.
 
Geri dön
 
 
Dini Konularda Ara:


detay.asp?Aid=4787
detay.asp?Aid=4787
İhlas Vakfı
Dünya İçin Paylaşma Vakti
Online Bağış Yapmak İçin
Güncelleme Tarihi
20 Nisan 2024 Cumartesi
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orijinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan,
herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.
AnaSayfam Yap   |    Favorilere Ekle   |    RSS
Ziyaretçi Sayısı

Hosted by İhlas Net