Kış günleri gidip, bahar gelince,
Açılır gafletten, gözü dağların...
Her taraf süslenir, gonca güllerle,
Geçmez bülbüllere, nazı dağların...
Gece gündüz, tesbihledir işleri,
Allah diye söyler, daim kuşları.
Göklere uzanmış, sanki başları,
Dua kıblesine, yüzü dağların…
Kudretten, hepsine, hulle biçilir,
Hak rahmeti, üstlerine saçılır.
Türlü türlü, çiçekleri açılır,
Sanki birer cennet, yazı dağların...
Bakıp doyulmaz, yeşil alanlara,
Hidayetler olur, Hak’tan onlara.
Esen yeli, safa verir canlara,
Misk-ü amber kokar, tozu dağların...
Bir yanda, zambaklar, bir yanda lâle,
Irmakları benzer, âb-ı zülâle.
(Sebbe-ha) mânâsı, geliyor dile,
Şükür Hakka, dâim sözü dağların...
Kelimeler:
Hulle: Cennet elbisesi
Âb-ı zülâl= Berrak su
Sebba-ha: Alâ suresinin (Yaratıp düzene koyan, takdir edip yol gösteren, [topraktan] yeşil otu çıkarıp, sonra da onu kapkara bir sel artığına çeviren yüce Rabbinin adını tesbih et) mealindeki âyetleri hatıra gelir