Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Müslüman olarak mesuliyetimizi bilmeliyiz. Bu mesuliyeti hiçbir şekilde üzerimizden atamayız, bunu yok sayamayız. Ahirette hesap var, terazi var, ona ameller konacak ve tartılacak. Sonunda ise ya nimet veya azap var. O yüzden bir mübarek zat buyuruyor ki:
Allahü teâlâ kullarına üç şey vermiştir. Bunların ikisi dünyada kalır, biri ahirete gider:
1- Topraktan yaratıldık, yine toprak olacağız. Yani bedenimiz çürümeye mahkûmdur.
2- Müminin ikinci varlığı ruhudur. Ruh, o da âlem-i emirden gelmiştir. İnsan vefat ederken, kendi mekânına, kendi makamına gider. O da ayrılır.
3- Mahşerde bize kalan kısım sadece amellerimiz, yani yaptığımız iyilik veya kötülüklerimizdir. Bunlar ahirete gidecektir.
Allahü teâlâ çok şefkatli, çok merhametli, çok affedici olduğu için, namazlar arasındaki hatalarımız silinsin diye beş vakit namazı emretmiştir.
Ayrıca Cuma gününü yarattı. Bu günde ve gecesinde yapılan duaları kabul ediyor ve bir haftalık hatalarımızı, günahlarımızı siliyor. Hatta Cuma günü ve gecesi ve Ramazan-ı şerifin otuz günü ve gecesi, bunların şerefi ve büyüklüğünden dolayı kabirde kâfirler dâhil, kimseye azap yoktur.
Ayrıca, mübarek geceleri yarattı. Bu gecelerde yapılan duaları kabul ediyor.
Bir de Ramazan-ı şerifi yarattı. Bu öyle bir ay ki, bu ümmete mahsustur. Hazret-i Ali, (Eğer Allahü teâlâ bu ümmeti affetmek dilemeseydi, bunların hepsini affetmeyi takdir etmeseydi, Ramazan ayını vermezdi) buyuruyor. Ramazan ayı, nimetlerin en büyüklerindendir. Affın, mağfiretin dopdolu olduğu bir aydır. Bir günü, bine bedeldir, hele içinde bir de, bin aya bedel olan Kadir gecesi vardır. Bir ayın tamamı, yani Ramazanın her günü bayramdır; çünkü her gün binlerce, yüz binlerce Müslüman affa uğruyor, Cennete gidiyor. Bu öyle mübarek bir aydır ki, bütün senenin pisliğine kefarettir ve mutlaka temizleyicidir. Orucunu tutan mümin, bayram sonuna kadar tertemiz olur.
Bayramdan sonra, kirli havaya bağlı olarak yine kirlenmeye başlıyor. Bu kirli hava, salihlere de bulaşıyor. Çünkü hava kirlenirse, bundan herkes rahatsız olur. Şimdi manevi hava çok kirli, temiz kimse bile, sokağa çıktığı zaman, bu kirli havayı teneffüs ettiği için kalbi kararır.
Havanın kirliliği, haram ve helallerin karışmasından olmuştur. Eskiden haramlar ve helaller ayrıydı. Şimdi karmakarışık oldu.