Sual: Farz namazlarda kıyam farzdır. Sünnetlerde de kıyam [ayakta durmak] farz mıdır?
CEVAP
Yalnız farz ile vitir namazını kılarken ayakta durmak farzdır. (Sirac-ül-vehhac)
Hasta ve özürlü olmasa da, nafileleri oturarak kılmak her zaman ve her yerde caizdir. Yalnız [vacip diyenler de olduğu için] sabah namazının sünnetini ayakta kılmalıdır! Nafileleri oturarak kılana, sevabın yarısı verilir. (Merakıl-felah)
Beş vakit namazın sünnetlerini hiçbir mazeret yokken de, ayakta durmayıp, oturarak kılmak caizdir; çünkü bu sünnetler de, nafile namazdır. (Cevhere)
Zamm-ı sûreyi okurken
Sual: Namazda kıyamdayken, Fâtiha’yı okuduktan sonra zamm-ı sureyi okumayı unutan bir kimse, rükûa eğilmek için ellerini aşağı saldıktan ve ayaklarını birleştirdikten sonra zamm-ı sureyi okumadığını hatırlarsa, zamm-ı sureyi okurken tekrar ellerini bağlayıp, ayaklarının arasını sünnet miktarı yani dört parmak kadar açar mı?
CEVAP
Böyle yapmak caizse de, ellerini tekrar bağlamadan ve ayaklarının arasını açmadan okuması efdaldir. Namazda, mümkün olduğu kadar hareketsiz durmak esastır.
Secde yerine bakılır
Sual: Mescid-i Haramda da namazda, secde yerine mi bakılır?
CEVAP
Evet.
İftitah tekbirine yetişmek
Sual: Bir hadis-i şerifte, (Yedi kat yer ve yedi kat gök kağıt olsa, deryalar mürekkep olsa, bütün ağaçlar kalem olsa, bütün melekler katip olsa ve kıyamete kadar yazsalar, yine imam ile alınan iftitah tekbirinin sevabını yazamazlar) buyuruluyor. İftitah tekbirine yetişmek için imama en son ne zaman uymamız gerekir?
CEVAP
İmam Fatihayı bitirmeden yetişen, iftitah tekbirine yetişmiş sayılır.
Kıraat nasıl olmalı?
Sual: Kıraati kendimiz işitecek kadar sesli okumazsak namaz sahih olur mu?
CEVAP
Sahih olmaz. Kendimizin işitecek kadar sesli olması gerekir. Üç mezhepte, kendi işitecek kadar sesli okumak farzdır. Maliki’de farz değil, müstehabdır.
Çocuğa namazı öğretmek
Sual: Kendim namaz kılarken, 9 yaşındaki kızımın da duyması için sesli okuyorum, yani namazı, namaz kılarak, namazda öğretiyorum. Anneyle kızın böyle namaz kılması uygun mu?
CEVAP
Öğretmek için sesli okumanız doğru olmaz. Namaz kılmadan aynı şekilde sesli olarak ve tarif ederek namazı öğretebilirsiniz. Mesela rükûa eğilince, bu haldeyken üç kere, Sübhane rabbiyel azîm denir dersiniz. Ayakta şu okuduğum okunur dersiniz. Böyle tarif edersiniz.
Namazda sessiz okumak
Sual: Hristiyanlara (Müslüman İsevîler) diyen, hattâ (Allah’ın varlığını kabul eden herkes Cennete girer. Bugünkü ateistler, Kur’anda bildirilen müşrikler cinsinden değildir. Onlarda da bir yaratıcı inancı var) diyerek, her çeşit kâfiri Cennete sokmaya çalışan bir internet sitesinde, (Namazda, kıraati işitmek gerekmez, içimizden sessiz okusak da sahih olur) deniyor. Kıraati namazda kendi işiteceğimiz kadar sesli okumak farz değil mi?
CEVAP
Elbette farzdır. Namazın rükünleri yani içindeki farzlarından biri de kıraattir. Kıraat, kendi işiteceğimiz kadar sesli okumak demektir. Böyle şeyler yazan bir site, fıkıh ilmini bilmez. Mademki onlara göre, (Allah var) diyen herkes cennetliktir, o zaman bir kimse namaz kılsa da, kılmasa da, namazda sessiz okusa da, okumasa da önemli değildir.
Namazda, kıraati kendi işiteceğimiz kadar bir sesle okumanın farz olduğu, fıkıh kitaplarının hepsinde yazılıdır. Birkaç kitaptan örnek verelim:
Bir kimse, harfleri diliyle düzelterek okur, fakat bunu kendisi bile işitmezse, namazı caiz olmaz. Muhît, Sirâciyye ve Nikâye’de de böyle bildiriliyor. (Fetava-i Hindiyye)
Kıraatsiz namaz olmaz. Dilin sessiz hareketine kıraat denilmez. (Gurer dürer)
Kıraat, kişinin kendi işiteceği kadar bir sesle, kelimeleri meydana getiren harfleri doğru bir şekilde telaffuz etmesidir. (Halebi)
Mücteba kitabında, Hindüvani’den naklen bildiriliyor ki: Bir kimsenin ağzından çıkanı kulakları veya yanındakiler işitmedikçe, kıldığı namaz caiz değildir. Gizli okumanın en aşağısı, kendi işitecek kadar sesle okumaktır. (İbni Âbidin)
Bir kimse iftitah tekbirini işitilmeyecek şekilde fısıldasa veya sadece kalbden geçirse, namazı caiz değildir. Kıraat de böyledir. Tesbih, salevat gibi namaza ait bütün sözler böyle olduğu gibi, köle azadı, kadını boşamak ve yemin de böyledir. (İbni Âbidin)
Kıraat, okumak demektir. Onun hakikati, ağızdan çıkanı, sağırlık ve gürültü gibi bir engel olmadıkça, kulak işitecek derecede olmaktır. (Nimeti İslam)
Namaz kılarken kendi işitecek kadar sesle okumak mecburîdir. Çünkü kıraat, seslerle harfleri birbirinden ayırmak demektir. Ses elbette lâzımdır. En azı kendi işitecek kadar olmaktır. Yoksa namazı sahih olmaz. (Şir’at-ül İslam şerhi)
Hanefiler dediler ki: Kıraatin en azı, kişinin kendisinin işiteceği kadar olmalıdır. (El-fıkhü alel mezahibil-erbea)
Kıraat, ağızla okumak demektir. Kendi işitecek kadar sesli okumaya, (hafi okumak) denir. (Seadet-i Ebediyye)
Namazda kendi işitecek kadar sesli okumak farzdır. (İslâm Ahlakı)
Kıraat, namazın bir rüknü olarak farzdır. Okuyanın kendisinin bile işitemeyeceği okuma, kıraat sayılmaz. (İslam Fıkhı Ans.)
Gürültülü ortamda
Sual: Namaz kılarken, gürültüden dolayı okuduğunu işitemeyenin, kendi işitecek kadar yüksek sesle mi okuması lazımdır?
CEVAP
Ölçü; sağlam insana ve gürültüsüz ortama göredir. Gürültüsüz ortamda duyulacak kadar bir sesle okunursa gürültüden dolayı duymamış da olsa, yine sahihtir. Kulağı ağır işiten de böyledir. Kendi sesini duyması için yüksek sesle okuması gerekmez. İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
Namazda kıraatin en aşağı hududu, kendi işitecek kadar olmasıdır. Eğer ortada sağırlık veya gürültü gibi bir mâni bulunursa hükmen işitmiş sayılır. (Redd-ül-muhtar)
Sual: Namazda sessiz okumanın ölçüsü nedir?
Cevap: Kendi işiteceği kadar sesli okumaya, hafi, sessiz okumak denir.