“Savm’ yani oruç, lügatte; herhangi bir şeyden uzak durmak, manasına gelir. Dinde ise; özel bir niyetle gün boyu, orucu bozan şeylerden uzak durmak, demektir. Oruç tutmak farzdır. Farz olduğunu inkar eden, kafir olur. Allahü teala buyuruyor ki:
“insana doğru yolu gösteren, hidayet sebeplerinin beyanı, hak ile batıl arasını ayırıcı olan Kur’an’ın indirildiği Ramazan ayını görenleriniz, onda oruç tutsunlar. Hasta olan ve yolculukta bulunan kimsenin; tutmadığı günler sayısınca, diğer günlerde oruç tutması icab eder.”
Hadis-i şerifte de şöyle buyuruluyor:
“Ramazan ayı, öyle bir aydır ki; Allah, onda oruç tutmayı, size farz etti. Ben de, onun gecelerinde namaz kılmayı size sünnet ettim. Her kim inanarak ve sevabını bekliyerek; gündüzlerini oruç, gecelerini de namazla geçirirse, anasından doğduğu günkü gibi günahlarından sıyrılır.”
Orucun rükünleri
Orucun iki rüknü vardır:
1- Niyet getirmek. Her gün için ayrı ayrı niyet getirilir. Ramazan, nezir, kaza ve kefaret orucunda, o günün gecesinde, imsaktan önce niyet edilir. Gece niyet getirildikten sonra, imsak vaktine kadar orucu bozan davranışlarda bulunmanın mahzuru yoktur.
Gece niyet getirmeyi unutan kimse, Ramazana hürmeten o günü akşama kadar oruçlu gibi durup bir şey yiyip-içmeden geçirir. Sonra da, o günü kaza eder.
Fakat nafile oruca, öğleye kadar niyet getirilebilir.
Oruç kazası olan kimse, özürsüz olarak kazasını geciktirir ve ertesi senenin Ramazan ayı girerse, haram işlemiş olur. Orucunu kaza ettikten sonra ayrıca, her gün için fidye verir. Fidye; her oruç için bir “müd” (bir avuç) yiyecektir.
2- Orucu bozan şeylerden uzak durmak.
Orucu bozan şeyler:
1- Burun, ağız, kulak, ön ve arka gibi açık bir menfezden bir şeyin içeriye girmesi.
2- Cinsi münasebette bulunmak.
3- İstimna (mastürbasyon) yapmak suretiyle meninin çıkması.
4- İsteyerek kusmak.
5- Kadının hayız veya lohusa olması.
6- Bir an için bile olsa delirmek.
Sadece cinsi münasebetle bozulan orucun kefareti vardır. Kefaret; ard arda iki ay oruç tutmaktır. Ayrıca bir gün de kazası yapılır.
Orucun sünnetleri
Orucun sünnetlerinden bazıları şunlardır:
1- Güneş iyice batıp, gecenin girdiği kesinleştikten sonra iftar yapmakta acele etmek.
2- Fecr-i sadıkın (sabah namazı vaktinin) girmesinden korkulmadığı müddetçe sahuru, geciktirmek.
3- Kötü sözler konuşmamak.
4- Sabah olmadan, cenabetten gusletmek.
5- İftar vaktinde dua etmek. Peygamber efendimizin, iftar vaktinde yaptığı dualardan bazıları şunlardır:
“Allahümme leke sumtu ve ala rızkike eftartu.” (Buhari, Müslim)
Meali:
(Allah’ım! Senin için oruç tuttum ve senin [verdiğin] rı-zıkla orucumu açtım.)
“Zehebez-zame’ vebtelletil-uruk ve sebetel-ecru inşaallahü teala.” (Ebu Davud)
Meali:
(Susamak gitti, damarlar ıslandı ve sevab sabit oldu, Allahü teala dilerse.)
“Elhamdü lillah-il-lezi eaneni fesumtu ve reze-kani feeftartu.” (İbn-is-Sünni) Meali:
(Oruç tutmam için yardım eden ve bana rızık verip orucumu açtıran Allah’a hamd olsun.)
6- Çok Kur’an-ı kerim okumak.
7- Çok sadaka vermek.
8- Özellikle Ramazan ayının son 10 gününde itikâf yapmak.
İtikaf nedir?
İtikaf, Müslüman bir kimsenin, niyet getirmek suretiyle camide kalması, demektir. İtikaf, her zaman müekked sünnettir. Peygamber efendimiz: “Her kim, bir devenin iki sağımı arasında geçen vakit kadar camide itikâf ederse, bir köle azad etmiş gibi olur” buyurdu.
İtikafın efdali, Ramazanın son 10 gününde yapılanıdır.
İtikafın rükünleri şunlardır:
1- İtikafa giren kimse. Bunun Müslüman olması, akıllı olması ve büyük hadesten temiz olması. (Yani cünüp olmaması, kadının hayızlı ve lohusa olmaması.)
2- Niyet getirmek. Niyet kalb ile getirilir.
3- Caminin içinde itikâf etmek. Caminin dışında itikâf etmek sahih değildir.
4- Az da olsa bir miktar camide kalmak.
İtikafı bozan şeyler şunlardır:
1- Vati’ (cinsi münasebet.)
2- Meni gelmek şartıyla, şehvetli mübaşeret. Hanımına; şehvetle dokunmak veya öpmek gibi.
3- Allahü teala saklasın- kişinin dinden çıkması.
4- Delirmek veya sarhoş olmak.
5- Mazeretsiz olarak camiden dışarıya çıkmak