Sual: Ehl-i beyt için, Cennetlik demek caiz midir?
CEVAP
Önce Ehl-i beytin kimler olduğuna bakalım. Âlimler farklı bildirmişlerdir.
Ehl-i beyt Resul-i ekremin zevceleri, çocukları ve torunlarıdır. Hazret-i Ali de bunlardandır. O da, Ehl-i beytin akrabasındandır. (Şehzade tefsiri)
Râzî tefsirinde de, böyle bildiriliyor. Ebüssüud tefsirinde ise, (Ehl-i beytim bunlardır) hadis-i şerifi, Ehl-i beytin sadece bildirenler olduğunu göstermez deniyor. Başka bir hadis-i şerifte de, (Aşere-i mübeşşere Cennetliktir) buyuruluyor. Buna göre, sadece bu on zatın Cennetlik olduğu, başka hiç kimsenin Cennetlik olmadığı söylenemez. (Benim Cennetteki arkadaşım Osman’dır) hadis-i şerifi de, Resulullahın Cennette başka arkadaşlarının olmadığını göstermez.
Demek ki, Ehl-i beyt, sadece Hazret-i Fatıma, Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin’den ibaret değildir. Resulullahın bütün zevceleri, kıyamete kadar Resulullahın torunları olan seyyidler ve şerifler, Ehl-i beyte dahildir. Hazret-i Fatıma’nın sadece iki oğlu değil, kızları da Ehl-i beyte dâhildir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Her baba evladının kök sülalesi vardır. Nesebi onunla sona erer. Yalnız Fatıma’nın sülalesi bana çeker. Bunlar benim Ehl-i beytimdir. Onların faziletini inkâr edenlere yazıklar olsun. Onlara muhabbet edene Allah muhabbet eder; onlara buğz edene de Allah buğz eder.) [Hâkim]
İşte bu yüzden Hazret-i Ömer, sırf Ehl-i beytle akraba olmak şerefine kavuşmak için Hazret-i Fatıma’nın kızı Hazret-i Ümm-ü Gülsüm’le evlenmiştir. Hazret-i Ömer, Eshab-ı kiramdan ve aşere-i mübeşşereden olmasaydı, sırf bu akrabalık sebebiyle yine Cennetlik idi.
Başka bir hadis-i şerif de şu mealdedir:
(Rabbim söz verdi ki, kızlarıyla evlendiğim ve kızlarımı verdiğim aileler, Cennette benimle beraberdir.) [Deylemi]
Bir âyet-i kerime meali:
(Ey Ehl-i beyt, Allah sizlerden ricsi [kusurları, günahları] gidermek istiyor ve sizi tam bir taharetle temizlemek irade ediyor.) [Ahzab 33] (Kusurları ve günahları yok edilince, Cennetlik olurlar.)
Bir hadis- i şerif meali de şöyledir:
(Allahü teâlâ, Fâtıma ve nesline Cehennemi haram kıldı.) [Hâkim, Taberani]
Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri, (Ehl-i beyt, asi [günahkâr] olsalar da, bunları sevmek gerekir. Bunları sevmek, kalble, bedenle ve malla yardım yapmakla olup, bunlara riayet ve hürmet etmek, imanla ölmeye sebep olur) buyurdu. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ehl-i beyti seveni Hak teâlâ sever, buğz edene de buğz eder.) [İbni Asakir]
(İslam’ın esası, bana ve Ehl-i beytime sevgidir.) [İbni Asakir]
(Her şeyin temeli var. İslam’ın temeli, Eshabımı ve ehl-i beytimi sevmektir.) [İ. Neccar]
(Ehl-i beytime buğzeden, yüzüstü Cehenneme atılır.) [İ. Ahmed]
(Vallahi, Ehl-i beytimi sevmeyenin kalbine iman girmez.) [İ. Ahmed]
(Allah’ı seven beni sever, beni seven de ehl-i beytimi sever.) [Tirmizi]
(Eshabımı, Ezvacımı ve Ehl-i beytimi seven, Cennette benimle olur.) [Ramuz]
(Şu üç hürmeti gözetenin, dini ve dünyası muhafaza edilir, yoksa hiç bir şeyi korunmaz. İslam’a, Peygambere ve Onun nesline hürmet.) [Taberani] (İslam’a hürmet, Dinin emirlerine riayet etmektir, Peygambere hürmet, sünnetine uymaktır, nesline hürmet seyyidlere, şeriflere hürmettir.)