Sual: İnsanlara da hizmet etmek sevab mıdır? Sevapsa, bazı kâfirlerin hizmetleri pek çoktur. Onların da Cennete gitmesi gerekmez mi? Sayısız iyilikleri, cami yaptırmak gibi ibadetleri ve insanlığa büyük hizmetleri olan çok cömert bir kâfir, zulüm ve işkence görüp, mazlum olarak öldürülse, Cennete gitmez mi?
CEVAP
İmanı olmayanın hiçbir amelinin kıymeti yoktur. İbadetler ve bütün iyi işler kıymetli ise de, bunları yapmak, imanın yanında ikinci derecede kalır. İman temel, iyi işleri yapmak, ikinci derecededir, imandan sonra gelir. İmanın ve iman ile birlikte olan iyi işlerin dünyada da, ahirette de faydaları vardır. İnsanı saadete ulaştırırlar. İmansız olan iyi işler, insanı, dünyada saadete kavuşturabilir. Ahirette faydası olamaz.
İyi işlere, ibadetlere sevap verilebilmesi için düzgün iman sahibi olmak gerekir. Bir kâfirin yaptığı hiçbir iyiliğin Allah katında kıymeti yoktur, hatta cami, çeşme yaptırsa, namaz kılsa, oruç tutsa hiç kıymeti olmaz. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İmansızların yaptıkları faydalı işler, fırtınalı bir günde rüzgârın savurduğu kül gibidir. Ahirette o işlerin hiçbir faydası olmaz.) [İbrahim 18]
(Kıyamette onların yaptıkları her işi toz duman ederiz.) [Furkan 23]
(Kıyamette en çok ziyana uğrayanlar, iyi işler yaptıklarını sanıp da, bütün çabaları boşa gidenlerdir.) [Kehf 103–104]
(Kâfir olarak ölenlerin yaptıkları işler, dünyada da, ahirette de boşa gider, Cehennemde devamlı kalırlar.) [Bekara 217]
Kâfirlerin azapları hafiflemez. Birkaç âyet meali şöyledir:
(Onlar, Cehennemin bekçilerine, “Rabbinize yalvarın da hiç değilse bir gün, azabımızı hafifletsin” derler. Halbuki kâfirlerin yalvarması boşunadır.) [Mümin 49, 50]
(Hak din yalnız İslam’dır.) [Al-i İmran 19]
(İslam dininden başka din isteyenlerin, dinlerini Allah kabul etmez. Bunlar ahirette en büyük zarara uğrayacaklardır.) [Al-i İmran 85]
Kâfirlerin iyilikleri, Müslüman olmalarına sebep olabilir. Fakat iman etmedikçe, kâfirlerin hiçbir iyiliğine sevap verilmez. Müslümanların yaptığı iyilikler de, günahlarının affına sebep olur. Hadis-i şerifte bildiriliyor ki, Müslüman bir kadın, susuz bir köpeğe pabucu ile kuyudan çıkarıp su verdiği için, Allahü teâlâ onun günahlarını affetmiştir.
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İman edip, salih amel işleyenler Cennete girer.) [Kehf 107]
İman doğru olmazsa, ibadetlerin, hizmetlerin hiç kıymeti olmaz. Bunun için Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri gibi iman etmek, ibadetleri yapıp haramlardan sakınmak lazımdır. Kalbde doğru imanın bulunmasına alamet, dinin emirlerini seve seve yapmak ve kâfirleri düşman bilmektir.
Mülk Allah’ındır. Mülkün sahibi Odur. Allahü teâlâ, Cennete girmek için, sadece imanlı olma şartını koymuştur. Suç ve günah işlese de, iman kaydı bulunan mümin Cennete gider. İman kaydı bulunmayan kâfir de, yararlı işler yapsa da Cehenneme gider.
Şimdi ilk suale cevap verelim. Muhammed Masum hazretleri buyurdu ki:
Allahü teâlânın kullarına hizmet etmek için çalışmalı! Rabbimizin kullarına hizmet etmekle dünyada ve ahirette nimetlere kavuşulacağını düşünmeli! İnsanlara karşı yumuşak olmanın, onlara iyilik etmenin, onların işlerini güler yüzle ve tatlı dille ve kolaylıkla yapmanın, Allah sevgisine kavuşturan yol olduğunu bilmeli! Ahiretin azaplarından kurtulmaya ve Cennet nimetlerinin artmasına sebep olacağında, hiç şüphe etmemelidir! İnsanlara hizmet etmek ve onların ihtiyaçlarını karşılamak, dünya ve ahiret derecelerine kavuşmaya sebeptir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Seferde, topluluğun efendisi, onlara hizmet edendir. Şehitlik hariç, hiçbir amel onun sevabına erişemez.) [Hâkim]
(İnsanlar, Allah’ın ıyali [çoluk çocuğu gibi] dir, Allahü teâlâya en sevimli olan, Onun ıyâline iyilik edendir.] [Bezzar]
(Din kardeşine yardım edenin yardımcısı, Allahü teâlâdır.) [Müslim]
(Müslümanın işini gören, hac ve umre yapmış gibi sevaba kavuşur.) [Hatib]
(Bir Müslümana elbise veren, o elbiseden bir parça kalsa da, Allahü teâlânın hıfzı emanında olur.) [Hâkim]
Cennete girmenin şartlarının ne olduğunu, Allahü teâlâ açıkça bildirdi. Cennete gitmenin şartı imanlı, yani Müslüman olmaktır. İmanlı olmayan, yani kâfir olan Cennete giremez. Kâfirlerin gideceği ve sonsuz kalacağı yer cehennemdir.
Şu halde, bir kâfir haksız olarak, işkence ile zulüm ile öldürülse, bütün dünyaya hizmet etse, Cennete giremez.
Bazıları da, (çok temiz olan, yalan dolan bilmeyen, hırsızlık etmeyen, yol köprü, çeşme gibi insanlığa hizmet eden kâfirler de var. Bunlar da mı cennete girmeyecek) diyorlar. Cennete girmenin çaresini, yolunu Cennetin, Cehennemin ve kâinatın sahibi olan Allahü teâlâ bildirdi. Bizim istememizle kimse Cennete veya Cehenneme girmez. Zengin-fakir, zenci-beyaz, köylü-şehirli, kadın-erkek, temiz-kirli, tembel-çalışkan, cimri-cömert, cahil-bilgin, zalim-mazlum benzeri hiçbir ayrım yapılmaz. Sadece imanlı ve imansız ayrımı yapılır. Yani Müslüman olan Cennete girer, ebedi nimetlere kavuşur. İmansız olan da, Cehenneme gider, ebedi azaba maruz kalır.
Ehl-i kitap Cennete girer mi?
Sual: Bir yazar, (Allah’a inanıp barışa yönelik hizmetler veren herkes, ister Yahudi, ister Hristiyan olsun Cennete girecek) diyor. Doğru mu?
CEVAP
Elbette doğru değildir. Cennete yalnız Müslüman olanlar girer. Hud suresi 16. ve Tevbe suresi 17. âyet-i kerimelerinde, gayrimüslimlerin iyi amellerinin hiç fayda vermeyeceği, Muhammed aleyhisselama tâbi olmadıkları için Cehennemde sonsuz kalacakları bildirilmektedir. İyi işlere, ibadetlere sevap verilebilmesi için düzgün iman sahibi bir Müslüman olmak şarttır. (Kitab-üt-tevhid)
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Eğer Ehl-i kitap [Kur'ana ve Muhammed aleyhisselama] iman edip [kötülükten] sakınsaydı, günahlarını örter, nimetleri bol Cennetlere koyardık.) [Maide 65]
([Ehl-i kitap] "Yahudi ve Hristiyanlar hariç hiç kimse Cennete girmeyecek" dediler. O iddia, onların kuruntusudur. Onlara de ki "Doğru söylüyorsanız delilinizi getirin.") [Bekara 111]
(İbrahim, ne Yahudi, ne de Hristiyan idi; fakat o, Allah’ı bir tanıyan hanif, doğru bir Müslüman idi; müşriklerden de değildi.) [Al-i İmran 67]
Hazret-i İbrahim, Hazret-i Musa, Hazret-i İsa da her Peygamber gibi Müslüman idi. Hazret-i Musa’ya ve Hazret-i İsa’ya o zaman inanan kimseler de Müslüman idi. Şimdiki Yahudi ve Hristiyanlar, Muhammed aleyhisselama inanmadıkça, yani Müslüman olmadıkça ebedi Cehennemliktir.
Diyalogcuyu sollayan kişi
Sual: Bir yazar, sanki azap âyetleri yokmuş gibi, hep rahmet âyetlerini yazarak, Hristiyanlara kucak açan diyalogcuları geride bırakıyor. Kitap, sünnet, icma ve kıyasa aykırı olarak, mazlum olarak ölen Hristiyanların şehit olduklarını söylüyor. Şöyle diyor: (Şirke girmemiş, fakat zulümle ölmüş Hristiyanların bir nevi şehit olduklarını söylemek âyet ve hadislere aykırı değildir. Çünkü Allah’ın rahmeti her şeyi kuşatmıştır.)
CEVAP
Yazarın bu sözü dindeki dört delile [Kur’ana, sünnete, icmaya ve kıyas-ı fukahaya] aykırıdır. Şirke girmemiş Hristiyan demek, Müslüman bir kâfir demektir. Kâfirse Müslüman denmez, Müslümansa kâfir denmez. Bu söz, necasete [pisliğe], temiz necaset demeye benzer. Yani temiz necaset denmez, temiz ise, o zaman necaset değildir. Hristiyan gayrimüslimdir, kâfirdir. Her kâfir şirke girmiştir. Şirke girmemiş olana gayrimüslim veya Hristiyan denmez, o Müslümandır. Şirke girerse kâfir olur. Hangi Hristiyan Amentü’deki altı esasın hepsine inanıyor ki? Diyalogcu bir yazar da, (Hristiyanlarla iman birliğimiz, Amentü’de ittifakımız var) diyordu. Ama o mazlum ölen Hristiyana şehit demiyordu.
Hristiyanlarla aramızdaki inanç farklılıkları çok ise de birkaçını bildirelim:
1- Biz bir Allah’a inanırız. Onlar üç ilaha inanırlar. Hazret-i İsa’ya tanrının oğlu ve tanrı diyorlar. Onlar melekleri kız gibi görüyorlar, biz ise, meleklerde erkeklik dişilik olmadığını biliyoruz. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah ile birlikte başka ilah edinen Cehenneme atılır. Rabbiniz oğulları size ayırdı da kendisi için kız olarak melekleri mi edindi? Elbette vebali çok büyük söz ediyorsunuz.) [İsra 39, 40]
2- Onlar tanrı gökte derler, biz Allah’ı mekândan münezzeh biliriz.
3- Biz semavi kitapların hepsine inanırız, onlar, Kur’ana inanmazlar.
4- Biz bütün Peygamberlere inanırız, onlar, Muhammed aleyhisselama inanmazlar. Âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Kimi, Ona [Resulüme] iman etti, kimi de, Ondan yüz çevirdi. Bunlara da çılgın ateşli Cehennem yetti. Âyetlerimizi inkâr ederek kâfir olanları elbette ateşe atacağız.) [Nisa 55–56]
5- Biz hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna inanırız, onlar, (Tanrı kötülükleri takdir etmez) derler.
Amentü’ye inanmayan Cennete gider mi? Yazar, Allah’ın rahmeti her şeyi kuşatmış diyerek gâvurlara da ahirette rahmet edileceğini söylüyor. Rahman, dünyadaki her mahlûka acıyan, Rahim, ahirette yalnız müminlere acıyan demektir. Allahü teâlânın rahmeti, şefkati dünyada müminlere ve kâfirlere, herkese birlikte yetiştiği halde, ahirette kâfirlere merhametin zerresi bile yoktur. İşte üç âyet meali:
(Kâfirlerin cami yapmaları ve diğer bütün [iyi] işleri, boşa gidecek, Cehennemde sonsuz kalacaklar.) [Tevbe 17]
(Bunlara ahirette yalnız Cehennem vardır. Emekleri ahirette boşa gider.) [Hud 15, 16]
(Kâfirlerin dünyada yaptıkları iyi işler, çölde görünen seraba benzer.) [Nur 39]
Doğru iman [Ehl-i sünnet itikadı] şöyledir: Allah’ın azabından emin olmamak, rahmetinden de ümit kesmemek. Dostlarına dost, düşmanlarına düşman olmak... Hazret-i Zekeriyya şöyle övülüyor:
(Korku ile ümit arasında dua ederdi.) [Enbiya 90]
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Müslüman havf ve reca [korku ile ümit] arasında bulunursa, Allahü teâlâ, ona umduğunu verir ve korktuğundan onu emin kılar.) [Tirmizi]
(İmanın temeli Müslümanı sevmek ve kâfiri sevmemektir.) [İ. Ahmed]
(İmanın efdali Allah için sevgi, Allah için buğzdur.) [Taberani]
Cenab-ı Hak, Hazret-i İsa’ya buyurdu ki:
(Yer ve göklerdekilerin ibadetlerini yapsan, dostlarımı sevmedikçe ve kâfirlere düşmanlık etmedikçe, hiç faydası olmaz.) [K.Saadet]
Hak din yalnız İslam’dır
Sual: (Hristiyanların mazlumları şehit olarak ölür ve Cennete gider) deniyor. Niye Yahudilerin veya başka kâfirlerin değil de, Hristiyan kâfirlerin mazlumları şehit oluyor ve Cennete gidiyor?
CEVAP
Müslüman olmayan kimse, mazlum da olsa, zalim de olsa asla Cennete giremez. Zerre imanı olan Müslüman da, çok zalim de olsa, çok günahkâr da olsa, yine sonunda Cennete gider. Böyle inanmayan kimse Müslüman olamaz.
Çocuktan al haberi
Sual: Hristiyanlarla irtibat halinde olan Müslüman bir komşumuzun 9–10 yaşlarında bir kız çocuğuyla konuşuyordum. Namaz kılıyor musun dedim. Bana dedi ki:
(Hristiyanlık da hak dinmiş. Onlar da Allah’a inanıyormuş. Müslümanlıkta olduğu gibi emir ve yasaklar yokmuş. Her gün namaz kılmak gerekmiyormuş. Kadınların örtünmesi de lazım değilmiş. Bunun için, annem babam, namaz kılmama lüzum olmadığını söylediler.)
Acaba, Allah'a inandıkları için, Hristiyanlar da Cennete girerler mi?
CEVAP
İman, sadece Allah’ın varlığına inanmak demek değildir. Amentü’de bildirilen altı esasın hepsine birden inanmak ve beğenmek gerekir. Yani Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, öldükten sonra dirilmeye, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmak şarttır. Bunlardan birine inanmayan Müslüman olamaz. Peygamber efendimize iman etmeyen, hangi dinden olursa olsun, kâfirdir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Beni duyup da iman etmeyen Yahudi ve Hristiyan elbette Cehenneme girecektir.) [Hâkim]
Hristiyanlar ehl-i kitabdır. Ehl-i kitab kâfirdir. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Elbette, ehl-i kitaptan [Yahudi ve Hristiyan] olsun, müşriklerden olsun bütün kâfirler Cehennem ateşindedir, orada ebedi kalırlar. Onlar yaratıkların en kötüsüdür.) [Beyyine 6]
Sual: İslamiyete inanmayanların, İslamiyete uygun olarak yaptıkları işlerin ahirette hiç faydası olmayacak mıdır?
CEVAP
Kâfirlerin, mürtetlerin, bazı emellerine kavuşmak için, İslamiyete uygun işler yapmaları, dünyada faydalı olur, rahat, mesut yaşamalarına sebep olur ise de, kıyamet gününde fayda vermez. Çünkü onlar, imanla şereflenmemiştir. İbadetlerin kabul olması için, iyiliklere sevap kazanabilmek için, iman sahibi olmak lazımdır. İfsâhda diyor ki:
“İbadetlerin en kıymetlisi, farz-ı ayın olanlardır. Farzlardan sonra en kıymetlisi, Şâfiîde sünnet namazlar, Hanbelide cihaddır. Hanefîde ve Mâlikîde ise, ilim öğrenmek ve öğretmek ve sonra cihaddır.”