Sual: Sünnetleri kılarken kazaya da niyet edince, sünnet de kılınmış oluyor, sünnetler terk edilmiş olmuyor. Peki, hiç sünnet kılınmasa günah olmaz mı?
CEVAP
Bu hususta din kitaplarımızda bildirilenleri nakledelim:
1- İbni Hümam buyuruyor ki: Sünnetleri kılmamak, sevablarına ve yüksek derecelere kavuşmamaya sebep olur. (Cevhere, Dürr-ül-münteka, Redd-ül-muhtar, Tahtavi)
2- Müekked ve gayri müekked sünnetleri terk etmek günah olmaz. Bunları terk eden, yalnız sevablarına ve yüksek derecelere kavuşamaz ve azarlanır. (Halebî-yi sagir)
3- Sabahın sünneti çok faziletli olmasına rağmen, kılmayan için bir ceza bildirilmedi. (Tahavi)
4- Sünnetleri özürsüz terk eden, günaha girmezse de, sorguya çekilip, azarlanır. (Seadet-i Ebediyye)
Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Saçları dağınık biri gelip, Resulullaha sordu:
— Ya Resulallah İslam nedir?
— Günde beş vakit namaz kılmaktır.
— Beşten fazla değil mi?
— Hayır, nafile kılmak isteyen kılabilir. Bir de yılda bir ay Ramazan orucu vardır.
— Bundan başka, oruç yok mu?
— Nafile olarak tutmak isteyen tutabilir. Bir de zengin için malının zekâtı vardır.
— Bundan fazlası var mıdır?
— İsteyen nafile olarak sadaka verebilir.
— Vallahi bundan ne fazla, ne de noksan yaparım.
— Bunları yapan mümin, kurtuluşa erer.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai]
Bu hadis-i şerifi esas alan bazı âlimler, nafile ibadetler yapılmasa da, sünnetler kılınmasa da, farzları noksansız yapmak gerektiğini bildirmişlerdir. Bununla beraber, beş vakit namazın sünnetlerini özürsüz terk etmemeli; çünkü kılınmış olan farzlardaki noksanlar, bu sünnetlerle tamamlanır. Kaza borcu olan, sünnet ve nafile kılarken, kazaya da niyet etmelidir. Farzın önemini bildiren birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir:
(En faziletli cihad, farzları ifa etmektir.) [İ. Ahmed]
(Herkes nafileyle meşgulken, siz farzları yapmaya çalışın!) [Miftah-ün-necat]
(Farzı yapmakla Allah’a yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz.) [Beyheki]
(Farz ibadetleri yapan, insanların en âbidi olur.) [İbni Adiy]
(Kazaya kalmış namaz borcu olanın, nafile namazları kabul olmaz.) [Dürret-ül fahire]
Hazret-i Ebu Bekir buyurdu ki:
Allahü teâlâ, farz borcu olanın nafile ibadetini, bunları ödemeden kabul etmez. (Kitab-ül Harac)
İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
Nafilelerin farzlar yanındaki değeri, okyanus yanında bir damla bile değildir. (1/260)
Nafile ibadet, bir farzı terk etmeye sebep olursa ibadet olmaz, zararlı olur. (1/123)
Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyurdu ki:
(Farz namaz borcu olanın nafilesi kabul olmaz) hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu varken nafileyle meşgul olmak ahmaklıktır. Kaza borcu olanın nafile kılması, borçlunun alacaklıya hediye götürmesine benzer ki, elbette kabul olmaz. Mümin bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler ise kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan kâr olmaz. (Fütuh-ul-gayb m.48)
Farzı terk etmek gibi, kazasını geciktirmek de büyük günahtır. Sünnetler kılınırken kazaya da niyet edilmezse, farz olan kaza namazı geciktirilmiş, günaha girilmiş olur. Onun için sünnetleri kılarken kazaya da niyet etmeli. Böylece sünnetler kılındığı gibi, kaza borcu da ödenmiş olur. (Nevadir-i fıkhıyye)
Sünnetleri terk etmek
Sual: Sünnetlerin terki küçük günahtır, ısrar edilirse büyük günah olur ne demektir?
CEVAP
Genel kaide: Küçük günahlarda ısrar etmek büyük günah olur. Sünneti terk etmek günah değildir. Sünnetleri özürsüz olarak kılmamakta ısrar etmek, küçük günah olur. Sünnete önem vermeyen ise kâfir olur.
Sünnetleri kılmamak
Sual: Namaz Kitabı’nda, (Hiç sünnet kılmamak günahtır) deniyor. Sünnet kılmak farz veya vacib olmadığı hâlde, niye günah oluyor?
CEVAP
Sünnet kılmamakla sünnetleri tamamen terk etmek ayrıdır. Önem vermediği için kılmamak ise daha farklıdır. Kitaplarda deniyor ki:
Sünneti bilerek terk etmek günah olmaz. Azap yapılmaz, azarlanır. Sünnetleri terk eden, bunların sevabından mahrum kalır. (İslam Ahlakı)
Sünnetleri terk etmek günah değildir. Özürsüz devamlı terk etmek, kılmamakta ısrar etmek, küçük günahtır. Sünneti beğenmemek, önem vermemek ise küfürdür. (Dıya-ül-kulub)
Halebi-yi sagir kitabında, (Sabah namazının sünnetini ve diğer müekked sünnetleri terk etmek günah olmaz. Yalnız sevablarına kavuşamaz ve azarlanır) diyor. (Seadet-i Ebediyye)
Sual: “Öğleden önce olan sünneti terk eden, şefaatime kavuşamaz” hadis-i şerifindeki şefaatime kavuşamazdan maksat nedir?
Cevap: Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînda buyuruluyor ki:
“Namazların sünnetlerine ehemmiyet, kıymet verip, tembellikle, özürsüz ve çok zaman terk eden, azarlanır. Fakat şefaatten mahrum kalmaz.” (Öğleden önce olan sünneti terk eden, şefaatime kavuşamaz) hadis-i şerifi, özürsüz ve ısrar ile terk eden kimse, bu namaz için olan ve derecenin yükselmesine yarayan şefaatime kavuşamaz demektir.” Özür ile terk etmenin, buna mani olmayacağı, İbni Âbidînde ve İmdâdın Tahtâvî hâşiyesinde yazılıdır. Zaten, sünnetleri kaza niyeti ile kılınca, bu sünnet terk edilmiş olmaz.