Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İnsan, bazı şeyleri şer olarak görür, (Neden hasta oldum, neden bu işim olmadı, neden bu benim başıma geldi, neden evladım öldü) diye başına gelen üzücü olaylardan, sıkıntılardan şikâyet eder. Hâlbuki bunlar genelde hayırdır. Onun için, (Vaki olanda hayır vardır) denir. Büyük zatlar da, (İnsanda nefs olduğu için yaptığı işe nefs karışabilir ve hayırlı bir netice alınmayabilir. Ama Allahü teâlânın yaptığı her işte bir hayır vardır) buyurmuştur.
İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: Her gün insanın karşılaştığı her şey, Allahü teâlânın dilemesi ve yaratmasıyla var olmaktadır. Bunun için, iradelerimizi Onun iradesine uydurmalıyız! Karşılaştığımız her şeyi, aradığımız şeyler olarak görmeliyiz ve bunlara kavuştuğumuz için sevinmeliyiz! Kulluk böyle olur. Kul isek, böyle olmalıyız! Böyle olmamak, kulluğu kabul etmemek ve sahibine karşı gelmek olur. Allahü teâlâ, (Kaza ve kaderime razı olmayan, beğenmeyen ve gönderdiğim belalara sabretmeyen, benden başka Rab arasın. Yeryüzünde kulum olarak bulunmasın!) buyuruyor. (3/59)
Müminin alameti, itiraz etmeyip, (Allah’ın yaptığında hayır vardır) demektir. Bir hatası varsa, Allahü teâlâ, başka birinin eliyle veya diliyle, ona hatasını göstermiştir. (Niye benim başıma bu geldi) demeden, tevbe istigfar etmek lazımdır.
Harun Reşid zamanında Nevval isminde bir şair ölünce, rüyada onu Cennette görürler, (Efendim, bu makama nasıl eriştiniz?) diye sorarlar. Nevval de, (Ölmeden bir gece önce, iki satırlık bir şiir yazdım. Yastığımın altına koyduğum o şiir sayesinde bu nimetlere kavuştum) der. Şu mânâda bir şiir bulurlar:
(Yâ Rabbi, bütün mahlûkatının şefkati, merhameti, senin şefkat ve merhametinin yanında, deryada bir damladır. Zaten o şefkati onlara veren sensin. Senin, kullarına acıman da esastır. O bir parçayı onlara verdin, onlar deli gibi evlatlarına düşkün oluyorlar. Hem anamın şefkati senin şefkatinin bir zerresi bile değil. Yâ Rabbî, anam hayatta olsaydı, vallahi beni ateşe atmazdı. Sen de beni ateşe atmazsın.)
Bu hüsnü zannından dolayı Allahü teâlâ, onu affedip, Cennetine koyuyor. Çünkü hadis-i kudside, (Beni nasıl zannederseniz, öyle karşılarım) buyuruyor. Dolayısıyla, böyle bir şefkat, böyle bir merhamet hazinesi olan Rabbimiz varken, hiç kimse ümitsizliğe kapılmasın. Yeter ki doğru imanla ölsün!