Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Ehl-i sünnet itikadında olup bu doğru yolun büyüklerini tanımakla, ne kadar şanslı olduğumuzun, ne kadar kıymetli bir nimete kavuştuğumuzun farkında mıyız? Merhum hocamız, (Her bin kişiden biri iman eder. Bu iman edenlerin binde biri Ehl-i sünnet itikadında olur. Bunların binde biri de muhlislerden olur) buyurdu. Yani bu büyükleri sevip onların yolunda ihlâsla dine hizmet edenlerden olur. Bu çok büyük bir nimettir. Dışarısı ateştir. Her taraf imansızlık ve fitne ile doludur. Bu nimetin büyüklüğünün kıymeti ancak âhirette anlaşılır.
Kıyamet ve Âhiret kitabındaki ölüm hâllerini okuyup, ölümü her gün hatırlamaya çalışmalı. İnsan onları okuyup öğrendikten sonra, nasıl yiyip içer? Ama bu nefs öyle mel’un ki, insana beş saniyede unutturur. Ölümü unutmayan insan, melek gibi olur. Bunun çaresi de her fırsatta sâlihlerle görüşmek ve Ehl-i sünnet kitaplarını her gün düzenli okumaya çalışmaktır. Sâlih insanlar bir araya geldiğinde onların hocası çok sevinir, o sevinince onun da hocası sevinir. Bu, silsile yoluyla Peygamber efendimize kadar gider. Allahü teâlâ da, böyle bir araya gelenlerden razı olur.
Ehl-i sünnet âlimlerinin yolu da, kitapları da mutlaka doğrudur. O hâlde, bu yoldaki hizmetlerde, işlerde bir aksama olursa, bu şüphesiz kendi hatamızdandır. Bu da, sormadan yapmaktan veya sorup da kendi aklımıza göre hareket etmekten ileri gelir. Filanın yüzünden oldu, onun hatası var demeden, herkes kendine bakmalı ve kendisini düzeltmeye çalışmalıdır. Yoksa bu işin, hizmetin, yolun kendisinde elbette hata yoktur.
Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri, (Sormadan iş yapmamalı. Soracak yer bulamayan, bir ağaca sarık sarıp da ona sormalı. Allahü teâlâ kalbine doğruyu bildirir) buyurmuştur... Bir zat, her gün camiye giderken gençlere, (Evladım, cami ne tarafta?) dermiş. Bir gün gençler, (Amca, sen bizimle alay mı ediyorsun? Neden her gün gittiğin camiyi bize soruyorsun?) demişler. O zat, (Caminin yerini biliyorum. Her sorduğumda nefsim eziliyor. O alçak nefsi ezmek, 'ben' dememek, kendi aklıma göre hareket etmemek ve her zaman danışarak iş yapmak için size soruyorum) diye cevap vermiş. İşte bunun için, büyüklerimizle istişare etmeden bir işe kalkışmamalı. Onlara sorarken de, verilecek cevaba razı olarak, pazarlıksız sormalı ve gelen cevaba da tam uymalıdır.