Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Farzlardan sonra Allahü teâlânın en çok sevab verdiği, en çok razı olduğu ibadet, bir din kardeşine iyilik etmek, onu sevindirmektir. Allah korusun, küfürden sonra en kötü günah da, müminin kalbini kırmaktır. Onun için, Kâbe’ye nasıl edeple yaklaşılırsa, mümini görünce, onun kalbini kırmayacak şekilde hareket etmeli.
Müslümanlara faydalı olmak, çok büyük ibadettir. Müminlerin dünyasına yardımcı olmak, mesela cömertlik, hastalığında ziyaret, borç isterse vermek, bir sıkıntısını giderip yardım etmek, birer iyiliktir. Peygamber efendimiz, böyle bir iyiliğe verilen sevabın, nafile ibadetlerden çok daha fazla olduğunu bildirmiştir.
Eğer bir de, din kardeşinin âhiretine yardımcı olursa, mesela ona Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından bir kitap verirse, itikadını düzeltmesine, dinini doğru öğrenmesine vesile olursa, bunun sevabı, dünyası için yapılan iyiliklerle kıyas bile edilemez. Çünkü bu, sonsuz, hakiki iyiliktir. Onu ölüm acısından, kabir azabından, mahşer sıkıntısından ve Cehennemden kurtarmaktan daha büyük iyilik olur mu?
Kur’an-ı kerimde, (İman edenler azdır) buyuruluyor. O halde Allah’a ve Peygamberine doğru iman etmiş Müslümanlar olarak, ne kadar şükretsek azdır. Cenab-ı Hak, bizi bu tarafta değil, karşı tarafta da yaratabilirdi. Bizi ezelde Müslüman olarak yarattığı için Cenab-ı Hakk’a çok şükretmek lazımdır. Allahü teâlâ, (Bana şükretmek ve bu şükrün kabul olunmasını isteyen, önce kendine bu iyiliği yapmış olan ana babasına teşekkür etsin, onların duasını alsın! Onlara teşekkür etmeyen, bana istediği kadar yalvarsa da kabul etmem) buyuruyor. Peygamber efendimiz de, (İyilik edene teşekkür etmeyen, Allahü teâlâya şükretmiş olamaz) buyuruyor. Onun için Cenab-ı Hak, (Ana babasını memnun edeni, bana karşı suçlu da olsa affederim. Ama ana babasını üzeni, gece gündüz gözyaşı dökse de affetmem) buyuruyor.
Bu basamağı, bu sırayı atlamamalı. Ne yaparlarsa yapsınlar, ana babayı üzmemeli, gönüllerini hoş tutmalı. Ana baba kâfir olsa da, onları kiliseden, meyhaneden, sırtta taşıyarak geri getirmek gerekir, fakat oralara götürülmez. Demek ki, kötü de olsalar, ana babaya hizmet ve iyilik etmeye çalışmalıyız.